Sandıkları boykot edeceğiz
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Kars’ta düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada,12 Eylül’de sandık başına gitmeyeceklerini söyledi.
04 Ağustos 2010 / 07:07
Sabah saatlerinde ilk olarak Digor’un Dağpınar Beldesi’ne giden Demirtaş, sevgi gösterileri ile karşılandı. Demirtaş, burada yaptığı kısa konuşmada, “12 Eylül Referandumunda “hayır” oyu kullanarak Erdoğan’a haddini bildirinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Referandumdan sonra içi boş sandıkları AKP’lilerin koltuklarının altına koyacağız.” dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, buradaki konuşmasından sonra uzun bir konvoy eşliğinde Kars’ta partisinin düzenlediği mitinge katıldı. BDP bölge milletvekilleriyle Kars’a gelen Demirtaş, DTP İl binasının önünde partisinin düzenlediği, ”12 Eylül’de Sandığa Gitmiyoruz” mitinginde partililerine seslendi.
Kendilerinden daha fazla Anayasa değişikliğini isteyen olmadığını belirten Demirtaş, “Herkes her şeyi önce bilmeli ki, bu ülkede Anayasa’nın değişmesini, Anayasa’nın demokratikleşmesini, özgürlükçü sivil bir anayasayı bizden daha fazla isteyen olamaz.” diye konuştu.
SANDIKLARI BOYKOT EDECEĞİZ
Demirtaş, 12 Eylül’de sandıkları boykot edecekleri belirterek, yeni bir anayasa da ısrarcı olduklarını vurguladı. Demirdaş, “Herkes her şeyden önce bilmeli ki, bu ülkede Anayasanın değişmesini, Anayasanın demokratikleşmesini, özgürlükçü sivil bir Anayasayı bizden daha fazla isteyen olamaz. Darbelerin en fazla mağduru olmuş bir kitle olarak hiç kimse bizden daha fazla yeni bir Anayasa değişikliği isteyemez. Ama geldiğimiz nokta tartışmayı daha meclis aşamasındayken genel kuruldan halkımız takip etmiştir. Barış ve Demokrasi Partisi o dönemde AKP’ye en ciddi önerileri sundu. Türkiye’de ki Türk’üyle, Kürd’üyle, Alevisi, Sünnisi’yle herkesin ortak talebi olan özgürlük ve demokrasi dolu önerileri sadece BDP sundu. Fakat gördük ki Başbakanın derdi, AKP’nin derdi, darbe Anayasası ile hesaplaşmak değil. Bu kadar öneriye rağmen hiçbirini dikkate almayan başbakan kendi bildiği çerçevede sadece kendi koltuğunu, sadece bakanlarının koltuğunu garantiye alacak değişiklikleri yapmakla yetindi. Bugün altını çizerek söylüyoruz: bu paket referanduma gidecek ve biz halkımızla birlikte sandıkları boykot edeceğiz. Çünkü biz yeni Anayasada ısrarcıyız. Yeni Anayasa yapılana kadar biz AKP’nin bu kandırmaca politikalarına kanmayacağız. AKP’nin kuyrukçusu da olmayacağız.” diye konuştu.
AKP’NİN YAPMAYA ÇALIŞTIĞI KENAN EVREN ANAYASASINA CAN VERMEKTİR
“AKP’nin yapmaya çalıştığı Kenan Evren Anayasasına can vermek, nefes vermek, kan vermek” diyen Demirtaş, “Tayyip Erdoğan bu yalanları bırak. Darbe karşıtıymış, Kenan Evren’den hesap soracak ayaklarıyla kameralar karşısında ağlayarak halkımızı kandıramazsın. Şimdi AKP’nin ve hükümetin sözcüleri BDP’nin boykot gücünü görmeye başladıkları için büyük bir panik havasıyla, paçaları tutuşmuş bir şekilde partimize, belediye başkanlarımıza hakaret etmeye çalışıyorlar. Genel Başkanlarına Kars meydanından sesleniyorum. Referanduma kadar bağla bunları bir tarafa. Artık halkımıza ve partimize yönelik hakaretlere tahammülümüz kalmadı. Bu ülke Kürtlerinde anavatanıdır. Türkiye Kürtlerinde ülkesidir, Lazlarında ülkesidir, Çerkezlerinde ülkesidir. Herkes kendi diliyle, kültürüyle, inancıyla özgürce yaşama hakkına sahiptir.” şeklinde konuştu.
Demirdaş, daha sonra şunları söyledi:
“Daha birkaç ay önce Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül dememiş miydi: “biz zamanında Ermenileri, Rumları sürmeseydik bugün Türk milleti diye bir şey olmayacaktı.” Şimdi aynısını Kürtlere yapmaya çalışıyorlar. Dörtyol’daki, İnegöl’deki ve son dört yıldır 50’den fazla yerde Kürtlere yönelik linç girişimlerinin tek nedeni AKP zihniyetidir. 80 yıl sonra yeniden AKP katliam ve sürgün politikalarını hayata geçirmeye çalışıyor. Dörtyol’daki provokasyon sanmayın ki AKP’den bağımsızdır. Şimdi başka yerlere çekilmeye çalışılabilir. Ama İçişleri Bakanı Adana’da olmasına rağmen 4 gün boyunca orada 50’den fazla işyerinin yakılmasını sadece izledi. Bu sonuç, bu tablo ortaya çıksın istediler. Orada yapılmak istenen şey Kürtlere gözdağı vermek, Kürtleri Türklere karşı kışkırtmak, Türkleri Kürtlere karşı kışkırtmaktı. Burada AKP’nin hesabı ya köle Kürt olursun, ya AKP’ye teslim olursun, ya da sonun böyle olur demek istiyorlar. Bizde AKP’ye, Erdoğan’a ve onun bakanlarına diyoruz ki sen bugün bu şekilde bizi tehdit edip teslim almaya çalışıyorsun ama senden önce Tansu Çiller’ler, Doğan Güreş’ler, Demirel’ler sokakta ensemizden tek kurşunla vura vura teslim alamadılar bizi. Sen kendi haddini bil. Sen öncelikle bu ülkede ki her yurttaşa eşit yaklaşmayı öğren. Herkesin başbakanı olduğunu unutmaman gerekiyor.”
ERDOĞAN FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERLE YÜZLEŞMEK İSTİYORSA ÇİLLER, DEMİREL VE MESUT YILMAZ’I DA SİLİVRİ’YE KOYMALI
Eğer sayın Başbakan gerçekten faili meçhul cinayetlerle yüzleşmek istiyorsan Tansu Çiller’i de, Demirel’i de, Mesut Yılmaz’ı da Silivri’ye koy inanalım ki sen faili meçhullerle mücadele ediyorsun. Ama kendisi biliyor onlar Silivri’ye giderse arkasından kendisinin de gitmesi lazım. Çünkü kendi döneminde de yüzlerce faili meçhul cinayet işlendi ve halen sorgusu suali bile yapılamadı. Faili meçhul cinayetler AKP döneminde işlenmeye devam edilmiştir ve hesabı sorulmamıştır. Tayyip Erdoğan böylesi bir anlayışla, böylesi bir politikayla Türkiye’ye barış getireceğini, kardeşlik getireceğini ve milli birliği sağlayacağını ifade ediyor. Bu saatten sonra Tayyip Erdoğan’a büyük bir ders vereceğiz ve boş sandıkları koltuğunun altına koyup haddini hesabını bil diyeceğiz. Kenan Evren’de, Tayyip Erdoğan’da aynı darbe geleneğinden geldiği için birlikte yargılansın istiyoruz. İkisi birlikte bu halka yönelik yaptıkları bütün darbe girişimlerinin hesabını versinler. 12 Eylül günü herkes bilmeli ki sandığa gitmeyen her insan yeni anayasa isteyendir, başörtüsüne özgürlük isteyendir, yeni anayasa da Alevilere cem evi isteyenlerdir, emeklilere, emekçiye, çiftçiye hak isteyendir. Türkiye hepimizindir, kardeşçe birlikte yaşayabiliriz diyenlerdir sandığa gitmeyenler. Bu ülkede artık akan kan dursun biz barış istiyoruz diyenlerdir yeni anayasa isteyenler. 12 Eylül günü biz bunu ortaya çıkaracağız. Kenan Evren darbe yaptıktan hemen sonra ilk icraatı yüzde 10 barajıydı. Sadece ve sadece bu ülkenin demokratları, bu ülkenin Kürtleri, bu ülkenin solcuları meclise girmesin diye yüzde 10 barajını Kenan Evren bu ülkeye kazandırdı. Şimdi onun en büyük savunucusu kim? Darbenin izlerini sileceğini söyleyen Tayyip Erdoğan bugün Kenan Evren’in yüzde 10 barajına sarılmış durumda, onun için can simidi olmuş durumda.
ANKARA’DA DEVAM EDEN YAŞ TOPLANTISINDA AKP’YE YAKIN KADROLARIN ATANMASI İÇİN AKP BASKI UYGULUYOR.
Ankara’da devam eden Yüksek Askeri Şura’daki tıkanmada bu derin uzlaşmanın sonucudur. Şuanda YAŞ toplantılarında AKP’ye yakın kadroların atanması için AKP baskı uyguluyor. Türkiye’de ordunun siyaset üzerinde ki vesayeti ve vesayetçi anlayışı, sokağa hakim olma anlayışı değişmediği müddetçe Yaş toplantılarında da, MGK toplantılarından da Türkiye’ye demokrasi çıkmaz. MGK, YÖK bunların hepsi Kenan Evren’in anayasasıyla kurulmuş darbe kurumlarıdır. Bunları kaldırdı mı Erdoğan hayır? Niye kaldırmıyor? Ele geçirdi. Artık YÖK, MGK AKP’ye hizmet ediyor. Bunların anlayışı budur işte. Nereyi ele geçirdiyse orası benimdir hiç kimse dokunamaz değiştirmem diyor.
Mitinge; Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, Muş Milletvekili Nuri Yaman, Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, Muş Milletvekili Nuri Yaman, Van Milletvekili Fatma kurtulan, BDP Kars İl Başkan Yardımcısı İdris Ağbaba, Kağızman Belediye başkanı Mehmet Alkan, Digor Belediye Başkanı Muzaffer Kutay, Dağpınar Beldesi Belediye Başkanı Ayhan Erkmen katıldı.