Şarbon'dan kurtulamıyoruz
Kars'ın en önemli sorunlarından biri de şarbon. Bu hastalıktan bir türlü kurtulamıyoruz ve her yıl Kars'ta beş yüze yakın hayvan ve insan bu hastalıktan etkileniyor. Peki ne yapmalıyız? Yanıtını Prof. Dr. Mitat Şahin verdi...
21 Ağustos 2010 / 07:44
Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Mitat Şahin şarbon mevsiminin geldiğini söyleyerek, dikkat edilmesini istedi.
Şahin, şarbonla ilgili dikkat edilmesi ve alınması gereken önlemlerle ilgili şu bilgileri verdi:
ŞARBON NEDİR?
Şarbon temelde sığır, koyun, keçi gibi ot yiyen hayvanların bir hastalığıdır. Hasta hayvanların kesilmesi, etinin tüketilmesi, deri ve yapağılarının kullanılması sonucu insanlar şarbon hastalığına yakalanırlar. Hastalık mikrobunu meradan otla birlikte alan hayvanlar 3-7 gün içerisinde şarbona yakalanır ve genellikle 24 saat içerisinde ölürler. Sığırlarda ilk başta dikkat çeken yüksek ateş, titreme, yem yememe gibi belirtilerdir. Daha sonra göğüs ve karında şişkinlik olur. Hayvan ölmeden önce ağız, burun ve anus bölgesinden kan sızıntı biçminde gelebilir. Hasta hayvanlar kesilmemelidir, ama kazara kesilmişse ilk bakılması gereken yer dalaktır. Dalak normal hacmine göre 3-5 kat kadar büyümüştür ve kesit yüzü çamur kıvamındadır. Kan da pıhtılaşmaz veya geç pıhtılaşır bu durumda dikkat çeken noktalardan biridir.
Sığırlara göre şarbon Koyunlarda daha çabuk ölümle sonuçlanmakta ve klinik belirtiler pek görülmeden genellikle ya ağılda ölü bulunur ya da çok kısa süre içerisinde ölürler. Ayrıca Koyunlarda dalak ta dikkat çekici bir şekilde büyümeyebilir.
Şarbon Hastalığının mikrobu doğada toprakta bulunur ve mikrobun spor formu denen şekli toprakta 30-70 yıl kadar canlılığını korur. Bu yüzden şarbon mera hastalığı olarak adlandırılır.
ÖNLEM ALINMAZ İSE RİSK ARTAR
İlimizde de zaman zaman noktasal tarzda insan ve hayvanlarda şarbon görülmektedir. Hasta bir hayvanın merada kesilmesi sonucu toprağa bulaşan şarbon mikrobu 70 yıl kadar o bölgede şarbonun görüleceğine işaret etmektedir. Bilimsel çalışmalarla da bu durum ispatlanmıştır. Şöyle ki Pasteur’un Laboratuvarında bıraktığı örnekten 68 yıl sonra şarbon mikrobu belirlenmiştir. Şarbonun görüldüğü yerler genellikle aynı meralar veya yakın meralar olduğu tarafımızdan gözlemlenmiştir. Yani Kars İlinde Şarbon belli noktalarda görülmektedir.
İlimizde gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda küçük salgınlar hem hayvanlarda hem de insanlara büyük salgınlara dönüşebilir ve birkaç ay içerisinde binlerce hayvan ve insan şarbona yakalanabilir.
ŞARBON HANGİ MEVSİMDE GÖRÜLÜR?
Şarbon daha çok kurak havalarda, merada otların kurumaya başladığı yaz ve sonbahar aylarında görülür. Bazen mikroplu meradan götürülen otlarla kışında bir veya iki şarbon vakası görülebilir.
Kars ve Ardahan illeri Türkiye’de en çok şarbon aşısının kullanıldığı illerdir. Hastalık mevsiminden odak köylerde bulunan hayvanlar Tarım İl Müdürlüğü tarafından aşılanmaktadır. Yoğun aşılanmaya rağmen her yıl tekrarlayan şarbon olguları görülür. Bu olgulardan anabilim dalımıza gelen örneklerden 1-2 saat içerisinde ön tanı konup aşılama uygulatılarak şabon olduğu yerde söndürülür.
Son birkaç yıldır bu konuda başarılı sonuçlar alınmaktadır.
ŞARBONUN KARS’TA GÖRÜLMESİ NORMAL MİDİR?
Şarbon aslında üçüncü dünya ülkelerinin bir hastalığıdır. Hayvanlarda çok azda olsa görülebilir ama insalarda görülmemesi veya çok az görülmesi gereken bir hastalıktır. Eğer insanlarımız şarbona yakalanıyorsa bunun temel nedeni; eğitimsizlik, bilinçsizlik, sorumsuzluk ve birazda duyarsızlıktan kaynaklanmaktadır.
İnsanların şarbona yakalanmasının temel nedenlerini şöyle sıralayabiliriz.
Halk arsında hasta hayvanların “mundar olmasın” diye kesilmesi ve etinin tüketilmesi.
Bazen ölen hayvanın eti konu komşu ve akrabalar tarafından paylaşılması.
Maalesef ilimizde genellikle hasta hayvanlar kesilmeden Kasap çağrılması ve satılması.
(Daha geçen gün böyle bir olayla karşılaştım. Bazen para kazanma hırsı insanların vicdanını yok edebiliyor.)
Mundar olan hayvanların açık alanlara bırakılması, bu hayvan leşlerini yiyen evcil ve yabani et yiyen hayvanların mikrobu etrafa yayarak topraklarımız kirletmeleri.
Sonuç olarak kamu oyunu eğitmeden insanlarda duyarlılık oluşturmadan sorunlarımızı çözmekte hep zorlanacağız.