Semt adlarımız
Dr. Beşir Doster kaleme aldı...
17 Ağustos 2011 Çarşamba 16:56
Kars’ın tarihi ve kültürel kimliğini biraz da semt adları belirler.
Kazım Paşa Caddesi
Halit Paşa Caddesi
Yusuf Paşa Mahallesi
Hafız Paşa Semti
İstiklali Milli Caddesi
Gazi Ahmet Muhtar Paşa Caddesi
Kanlı Tabya
Ordu Caddesi, aklımda kalanlar.
Benim PAYLAŞILMAYAN SEVGİLİ diye tanımladığım ULU KARS şehri yıllar yılı Osmanlı sultanlarıyla Rus çarları arasında kavga sorunu yarattığından semt adları da savaş kahramanlarının adlarıyla anılıyor.
Akasya Mahallesi, Nilüfer Caddesi, Zambak Sokak olmuyor, olamıyor. Ne Denir?
Rifat, İstanbul’un semt adlarına bayılırdı. O adlarda yöre sakinleriyle bütünleşen belki kalender, belki yardım sever, belki fiziksel ve ruhsal sorunları olan ama daima iyi insanların efsanevi kişiliklerinin varlığını hayal ederdi.
Cafer Ağa Mahallesi
Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi
Şaşkın Bakkal Durağı
Yazmacı Tahir Sokağı
Sarraf Ali Caddesi ve de
Karslı Ahmet Caddesi benim bildiklerim.
Biz Karslılar semt adlarımızı savaş kahramanlarının adıyla öne çıkarıyorken İstanbullu oturduğu yerleri sıradan insanlarla anıyormuş meğer. Son yıllarda bu tutumun değiştiğini, büyük – küçük bütün şehirlerimizde de aynı değişikliğin varlığını unutuyor değilim. Peki, ben bunları neden yazarım? Her sengine acem mülkünün feda edildiği sultanlar şehri şimdilerde sivri, sevimsiz gökdelenlerin yabancı kaynaklı şirket adlarıyla tanımlanıyor. Bağı, bahçesi, ormanlarıyla o eski yeşil alanlar şimdi sakinlerine gökyüzünü, denizi, güneşi yasaklayan uçsuz bucaksız mekânıdır. Artık ihtiyarlarının geçen baharları hatırladığı Kanlıca, yetişkinlerinin gurup vakti oturup seyre daldığı Cihangir, bir tatlı huzur kaynağı Kalamış, demir ve taş yığınıdır günümüzde. İstanbul artık şairlerin dizelerinde, bestekârların şarkılarında kalmış. İlginç değil mi? Artık İstanbul üstüne şiir yazan, beste yapan da yok. Şimdi gökdelenlerle gecekonduların aynı mantıkla yarıştığı tarihi, tabiatı silip süpüren bir toprak parçası var elimizde. İstanbul milli ve manevi değerler komisyoncularının bir emlak ofisidir artık.
Göz ameliyatım için beni hastaneye götüren taksi şoförüne Altunizade dedim – Hayır dedi, o sizin dediğiniz yerde – yabancı bir sözcük söyleyerek adlı alışveriş merkezi var. Altunizade kullanılmıyor artık.
Benim adresim de Tepegöz, Çiftehavuzlar, Ahmet Refik Sokak değil de bilmem ne rezidansının ötesinde, bilmem ne plazanın berisinde bir yerdedir.
Son söz.
Sokaklar, caddeler şirketlerin, holdinglerin, büyük alışveriş merkezlerinin tekelinde olmamalı. Sıradan insanların da üne ihtiyacı vardır