Gazetekars

Siyaset Komisyonculuğu

Onur ERSANÇMIŞ / Kars Ülkü Ocakları Eski İl Başkanı

27 Nisan 2016 Çarşamba 12:41

Siyaset Komisyonculuğu

Tarihin en eski çağlarından beri en ilkel toplumlarda bile her insanın bir mesleği-işi olagelmiştir. Bazı mesleklerle birlikte anılan milletler bile vardır. Mesela Almanlar mühendislikte, Ermeniler kuyumculukta, Yahudiler ticarette, İngilizler siyaset ve diplomaside, Türkler ise askerlikte başarılarıyla öne çıkmışlardır. Bu gerçeklik günümüzde de geçerliliğini sürdürmekle birlikte Türk Meslekler Sözlüğüne şöyle bi baktığımızda ülkemizde bilinen ve yapılan 6763 farklı meslek olduğu görülecektir. Şimdi bunları tek tek saymaya gerek ve imkan yok ancak benim dikkatimi çeken mesleklerin başında Komisyonculuk gelir. Mesela bizim Kars’ta mal meydanına gittiğinizde canlı hayvanı alan ile satan arasında bir köprü vazifesi gören, gerektiğinde taraflardan birine kefil olarak alış verişin gerçekleşmesini sağlayan yani her iki tarafın da işini gören ve ticaretin sonunda da bu hizmetine karşılık belli bir miktar ücret alan komisyoncular vardır. Sebze halinde, genellikle Antalya ve Mersin gibi illerden gelen sebze ve meyveyi bakkallar, marketler ve pazar esnafıyla buluşturan komisyoncular vardır. Emlakçılarda ev, arsa ve tarla alandan ve satandan olmak üzere belli bir oranla komisyon alınmaktadır. Tüm bunlar yasal ve meşrudur zira emek ve alın teri vardır.

Ülkemizde siyasetin bir geçim kapısı ve sektör haline gelmesiyle birlikte son yıllarda bu siyaset sektöründe istihdam patlaması yaşanmaktadır. Her türlü değer yargılarının paraya tahvil edildiği acımasız bir sektör bu. Emeğin ve adanmışlığın iş görmediği, amiyane tabirle para etmediği bir sektör. Bilhassa son dönemlerde parayı verenin düdüğü çaldığı, gayrı ahlaki bir sistem-düzen siyaset kurumuna hakim olmaya başlamıştır. Bunun neticesinde bu yapının içinden de parayla iş bitiren simsarlar peyda olmuştur. Bu simsarlar olmasa, birbirine taban tabana zıt siyasi partiler arasındaki ideolojik geçişkenlik başka türlü nasıl açıklanabilir ki ?

Her ne kadar halk arasında bu tür ilişkilere rüşvet denilse de, biz şimdilik bu tabiri kullanmayıp bu sektöre siyaset komisyonculuğu, bu işi yaparak para ve çıkar elde edenlere de siyaset komisyoncusu diyoruz.

Ünlü sosyolog ve siyaset bilimci Max Weber’e göre ’’siyaset bir tahtayı delmek gibi çok ağır ilerleyen bir uğraş’’ iken bu komisyoncular marifetiyle koca Max Weber’in tezi yerle bir ediliyor. Verilen siyasi komisyonlar sayesinde, paraşütle iner gibi nice makam ve mevkiler, hiç hak etmeyen insanlarca elde ediliyor-edilebiliyor. Siyasi partilerde yuvalanmış bu komisyoncu zihniyet, işin ucunda komisyon olunca, söz konusu partili bile olmayan yada olsa bile yeterli donanımı bulunmayan şahısları, aldığı komisyon karşılığında bir yerlere getirebilmektedir. Maalesef  bu komisyoncu tiplere Türk siyasi hayatında faaliyet gösteren hemen her partide rastlamak mümkün. Bizim zaviyemizden meselenin en acı ve acıklı yönü de bu olsa gerek. Bu komisyoncular yerel ve bölgesel ölçekte olduğu gibi bazen ulusal düzeyde bile etkin olabilmekteler.

Bu vesileyle buradan Çalışma Bakanlığımıza da bir çağrıda bulunarak ’’Siyaset Komisyonculuğu’’ nun da Türk Meslek Sözlüğüne eklenmesini önemle rica ediyorum. Çünkü son on yıllar içinde bu mesleği icra ederek geçimini bu meslekten temin eden insanların sayısında ciddi bir artış görülmektedir.

Geçtiğimiz günlerde MKE Müdürünün aldığı komisyon ile Milli Piyade Tüfeğinin projesini yabancı ülkelere satarken suçüstü yakalanması ise komisyonculuğun, devlet bürokrasisinde bile hangi boyutlara ulaştığını göstermesi açısından ibretlik bir hadisedir.

Türkiye’nin yönetim şekli demokrasi olduğuna göre, siyasi partiler de bu demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğuna göre ve ülkemizin terör, işsizlik, asayişsizlik, ahlaki çöküntü, sosyal ve kültürel bunalımlar gibi önemli ve öncelikli problemlerini siyaset kurumundan başka çözüme kavuşturacak başka bir merci bulunmadığına göre, ilk önce siyaset kurumunun, görevini tam anlamıyla yapabilen sağlıklı bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Yani siyaset kurumuna çöreklenmiş, tek dertleri ceplerini doldurmak olan malum siyaset komisyoncularını, ülkenin yönetim mekanizmasından söküp atmak daha doğrusu temizlemek şart.

Hülasa hakkaniyetin değil maddiyatın tek belirleyici olduğu bu sistem-düzen değişip yıkılmadığı müddetçe milletimizin, meselelerinin çözümü noktasında, siyasi partilere umut bağlaması ne yazık ki beyhude bir hayalden öteye gidemeyecektir.

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER