Tarih Pislik İçinde…
Kars’a misafir gelen Sevda Türküsev isimli bir köşe yazarı Kars ziyaretinin ardından bakın neler yazdı :
22 Eylül 2011 Perşembe 07:53
Peşinen söyleyeyim bu gün yazacaklarımı aslında direkt Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’a bizzat iletmek isterdim. Fakat ulaşmanın zor olacağını bildiğim için köşeme taşımak istedim. Bakan Günay’ın tarihi eserlere ne kadar önem verdiğini bizzat kendisinin ilgilendiğini bildiğim için Kars da gördüklerimi yazmayı bir görev bildim…
“Kars Ani Harabeleri” Oradaki tarihin bu kadar etkileyici olduğunu bende bilmiyordum. Pazartesi günü yolumuz Kars’a düşünce Ani Harabelerine de gittim ve gerçektende kapısından içeri girdikten sonra etkilenmemek mümkün değildi. Yalnız maalesef ki tam o tarihin etkisi altına girmiş ve yüzlerce yıl öncesine giderken etrafımda gördüklerim beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı…
Harabelerin bakımsızlığı ve bu bakımsızlıktan dolayı orijinalliğinin günden güne kaybolduğu açıkça ortadaydı. Harabelerin içi pislikten geçilmiyor hatta kuytu köşeler leş gibi konuyordu. Etraf yani toprak arazide pet şişeden tutunda her şey vardı demek yanlış olmaz. Kapıda güvenlik var fakat arazi içinde ve harabelerde periyodik olarak bir kontrol ve güvenlik yok. Zaten arazi çok geniş harabelerin arası bayağı uzak, başınıza orada bir şey gelse bağırsanız kimse duymaz. Açıkçası Kültür Bakanlığının Ani Harabelerinin yok olmaması için acilen bir önlem alması gerekiyor.
MHP Genel Başkanı ve heyeti geçen yıl bu harabelerde Cuma namazı kılmışlardı. O zaman oralar nasıldı bilemem ama bu günkünden çok farklı olduğunu sanmıyorum. Bahçeli oraları gidip gördü de neden siyasetin dışında bu kültür hazinesini gündeme getirmedi. İş siyaset olunca her yere gidiliyor ama sonra kimse dönüp arkasına bakmıyor.
Evet, böyle giderse o harabelerden 10 yıl sonra hiçbir eser kalmayacak. Bakanlık acil önlem alıp o harabelerin her birin kapısına bir güvenlik dikmeli. Her şeyden öte o güvenlik elemanlarını iyice bir eğitmeli. Harabelerin dışı sayılan ama duvarının dibindeki çöpleri belli ki birileri bilerek oraya atmış… Öbekler halinde çöp ana duvarla ara duvar arasında öylece duruyordu. Allahtan yanımda tanıdık birisi vardı bir yabancı yoktu, açıkçası yabancı biri olsaydı çok mahcup olurdum…
Halbuki bu harabelerin Türkiye tarihi ve kültürü için ne kadar büyük bir önemi var. Fakat buna rağmen yetersiz bakım ve kontrol olmadığı için bir tarih yok olup gitmeye başlamış. Harabelerin yanına giderken insanın gözünde orada yaşayan insanlar film gibi canlanıyor. Ürperiyorsunuz tarihin içine giriveriyorsunuz, ama etrafın pisliği ve kokusu sizi o girdiğiniz dünyadan hemen çıkarıyor.
Tabi birde Kars’ın bu kadar gelişmemiş olduğunu hiç tahmin etmezdim. Şehir çok bakımsız ve halk bundan şikayetçi. Sonuçta halk oyunu Ak Partiye verdi diye pişman değil ama hizmet alamadıkları içinde mutsuzlardı. Doğuda çok şehre gittim ve açıkçası Kars için “Doğunun Paris’i” derlerdi. Şaşırdım hiç böyle beklemiyordum…
Hani beklentimin çok yüksek olduğunu sanmayın, çünkü doğuda oralarda 6 yılım geçti neyin ne olduğunu bilirim. Fakat gerçekten Kars’ın merkezi adeta kasaba havasında bir yapılanma içindeydi… Hani çok ücra bir köşede olan bir şehirde değil Kars…
Ve karayolları çok güzel Erzurum- Erzincan- Ağrı gibi şehirlerle bağlantısı çok yakın. Oradaki şehirlere bakıp Kars konusunda fikir sahibi olmak çok zor değil… Yani bir kıyaslama yapabiliyorsunuz.
Açık söylemek gerekirse hani “Geçerken uğradım” dediğim bir şehrimizi ve kültür hazinelerini öyle görünce yazmayı bir vatandaşlık görevi olarak gördüm.
Buradan Bakan Ertuğrul Günay’a sesleniyorum…
Bir gün oralara ani bir baskın yapmasını ve tarihi kültürü düştüğü pislikten çıkartmasını rica ediyorum. En başta söylemiş olduğum gibi Bakan Günay bu konularda çok hassas ve en ufak ihmallere bile tahammülü yok. Ve bu tutumundan dolayı bu konuyu gündeme getirmenin kültür mirasımızı korumak adına faydalı olacağını düşünüyorum.
Umarım sesimizi buradan yetkililere duyurmuş oluruz…
Umarım iş işten geçmeden tarihin derinliklerinden gelen yardım çağrısını duyarlar…
Sevda Türküsev