Gazetekars

Trabzon Fotoğrafevi Derneği Kars'ta...

Trabzon Fotoğrafevi Derneği’nden fotoğraf sanatçıları Kars Gezisi ve Fotoğraf etkinliği için ilimize gelerek, hayran kaldıklarını belirttikleri Serhat Şehrimizin tanıtımı için kapsamlı organizasyon sonrasında duygularını şu şekilde ifade etmişlerdir.

14 Şubat 2024 Çarşamba 14:39

Trabzon Fotoğrafevi Derneği Kars'ta...

SARI ÇİZGİLER

Gecenin, ıssız vakitlerinde yol üzerinde iki yönlü, uzayıp beliren beyaz çizgiler siyah minibüse kılavuzluk ediyordu.

Uzun – kısa hüzmeli farlarının aydınlattığı yol, yanı başında akan ırmakla paralel akıyordu. Minibüsün yolcuları, deniz kentinin çocuklarıydı. Fotoğraf makineleri, sırt çantalarıyla, sevgi dolu yürekleriyle, serhat kentlerimiz Kars ve Ardahan’a doğru yol alıyorlardı.

(Ahmet Bülent Tan liderliğinde Ozan Ayhan mihmandarlığında ve on dört sanatçının katıldığı bu faaliyet 09 Şubat 2024 Cuma akşamı 23.00 da Fotoğrafevi Derneğinin önünden hareket edilerek başlatılmıştır).

Bölüm I

Gün ışımamıştı. Planlananda ilk durak olacak Sarıkamış (Kars’ın ilçesi) uykudaydı. Henüz sokak lambaları sönmemişti. Kaskatı soğuk, arabadan dışarı adımını atanın yüzüne çarpıyordu. Bir öğretmen evinde mola verildi ve sonrasında günün ilk ışıklarıyla beraber erkenci lokantasında sıcacık çorbalar içildi. İlk etkinlik olan “karda tren” temalı fotoğraf çekimine doğru yakın bir köy olan Yağıbasan köyüne ulaşıldı. Dar menderesler çizen ırmağın yamacındaki tren yoluna doğru sanatçılar pozisyonlarını aldılar. Sanatçılar fotoğraf makinelerinin son ayarlarını yaptılar ve öylece trenin gelişini beklediler. Tren görününce bir heyecan fırtınası koptu. Deklanşör sesleri birbirine karıştı. Çeşitli açılardan trenin yakın uzak bol bol fotoğrafını çektiler. Karlar üzerine uzandılar. Irmağı geçip trene yaklaşıp çekim yapanlar da vardı.  Beş on saniyelik bir çalışma için saatlerce hazırlık yapılmıştı. Ekip lideri öncülüğünde kritikler yapıldı her bir sanatçının fotoğrafları yorumlandı.

Bölüm II

Bir sonraki hareket noktası Türkiye sınırına yakın Çıldır Gölüydü. Aralık ayında donan, kış ilerledikçe de buz kalınlığı artan bu göl 123 km2 alanıyla bu bölgenin ikinci büyük tatlı su gölüdür. 1959 m rakımı, 42 m en derin noktası olan gölün üzerinde çeşitli faaliyetler yapılmaktadır.

60 km’lik çevresi bir baştan diğer başa dolaşılıp etkinlik için balıkçı ve kızakçı ile buluşulup fotoğraf çekimine geçildi. Donmuş gölün üzerinde Kars yöresine ait otantik kıyafetleriyle kız ve erkek modeller fotoğraf sanatçılarına modellik yaptılar. Göl karnaval alanı gibiydi. Sanatçı gurubu daha çok fotoğraf amaçlı orada oldukları için fotoğraf sanatına dönük buzda balık tutma, kızakla kayma gibi görsel imgeleri yakalama peşindeydiler. Uzunca bir süre soğuk ortamda kah yere yatarak, kah uzanarak, çömelerek çekimlerini gerçekleştirdiler.

Bölüm III

Kars’ta fotoğraf sanatçısı Özgen Beşli Atölyesinde sanatçılara Ani Harabelerine ait fotoğraflarından oluşan kendi özel tekniğine göre yorumlanmış bir slayt gösterisi sundu, çay ikramıyla da sohbetler yapıldı.

Bölüm IV

Bu etkinlikte, Kars kalesi ve civarı tarihi eserler gezilmiş olup antik kent içerisinde kadim tarihi eserler gezilmiştir.

Bölüm V

Kars gecesi-yemek

Bölüm VI

Selim ilçesi, Darboğaz dağ köyü etkinliği

Heyecanın üst noktalara çıktığı etkinliklerden biri için sabah erken saatlerde otelden hareket edildi. Sarı çizgili siyah asfaltın ortasında bir yerde araç durdu gökyüzü alabildiğince açık güneşin pırıl pırıl aydınlattığı bu ovada karların gözlere vuran ışıması gözleri kamaştırıyordu. Güneş gözlüklerini takmış ve karşı köyden atlarla misafirleri karşılamaya gelenleri izliyorlardı. Davul zurna sesleri gittikçe yakınlaşıyor, beyaz, kahverengi yağız atların üzerin de cirit sporcuları atlarını dans ettiriyorlardı. Hoş bir karşılamaydı. Gözlerindeki samimi bakışlar her hallerinden belli oluyordu. Kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk, sarı çizgilerin içerisinde karşılıklı selamlaşıyorlardı. Bir anda karşılıklı oyunlar oynanmaya başladı. Küçük çocuklar da oyunlara katıldılar. Sarı çizgilerin bir köşesinde büyük semaverle demlenen çaylar yudumlanırken, kutu kutu bisküviler ikram edildi.

İkram kültürünün, insana verilen değerin, hoş karşılamaların yaşandığı bu dağ köyünün yolunda deniz kentinin çocuklarıyla, Serhat kentinin çocuklarının gönülleri, yürekleri aynı coşkuyu hissediyordu. Fotoğraf amaçlı gelinen bu köyde, tevazunun, doğallığın, emeğin, imkansızlığın her çeşidi yaşanıyordu. Tabiata karşı verilen mücadelenin, tabiatla didişmenin bir sonucu olarak cirit sporuna neden gerek duyulduğu daha iyi anlaşılmaktaydı. Zor koşullarda atın kıvraklığı, manevrası, ilerleyişi, dönüşü, süratlenmesi ve durması dışardan göze hoş gelen figürler olmasının yanında zorluğu üst noktasıydı. Beşerli iki takım atların üzerinde ellerinde cirit denilen sarı sopalarla bir oyun başlattılar. Karla kaplı geniş bir alanın kenarında çizgi halinde sanatçılar yerini aldılar. Yağız atların delikanlıların çeşit çeşit manevraları, figürleri, cirit atışları, yere düşüşleri dakikalarca sanatçılar tarafından çekim yapıldı.

Sarı çizgili yol kenarında sıralanmış köy halkı bir tarafta yarışan sporcuları diğer tarafta da onları kadraja alan sanatçıları izliyorlardı. Güneş, beyaz örtülü dağlar, sarp yamaçlar, esmer delikanlılar, kırmızı yanaklı kız ve erkek çocukları bu atmosferde öyle bir kompozisyon çizdiler ki bu evrene verilmiş güzel bir mesajdı. Müsabaka bittikten sonra at sahipleri sporcuların eşliğiyle, bazı sanatçılar atlara bindiler. Fotoğraf çekimleri devam etti böylece sahanın, atların, sporcuların pozisyon ve görüntüleri coşkulu şekilde kadraja alındı. Saatleri bulan bu çalışmalar titizlikle ve aynı ciddiyetle nihayetlendi.

 Güneş tepeye yaklaşıyordu, uzaktaki köyün içine doğru hareket edildi. Dağın yamacına yayılmış uzaktan bakıldığı zaman diğer dağın dik olarak yaslandığı köyün adı Darboğaz köyü idi. Yöreye has yalçın dağlardan elde edilen taşlar ile yapılan bahçe duvarları, evler uzaktan görünen silüetin detaylarıydı. Samanlıklar, ağıllar, sokakların ortasından akan sular, tezekler bu bölgenin asli unsurlarıydı. Hayvancılığa dayalı bir geçim şeklinin tüm unsurları göze çarpıyordu. Ağıllarında yeni doğmuş buzağılar, kış koşullarının zorluğu içinde bakılmaya çalışılıyordu. Köy halkı elinde avucunda olan peynirini ekmeğini misafire ikram etmek için uygun şartları kolluyordu. Kim bilir böyle bir köyün baharları, yazları nasıl oluyordu.

Sanatçıların fotoğraf ve video çekimleri ağılların içinde de devam etti. Işık, renk yönüyle fotoğrafa imkan veren bu yapıların doğal hali etkileyiciydi. Olanı hakikati en yalın haliyle ortaya koyan bu yerlerde uzunca süre çekimler yapıldı. Derlenip toparlanıp güzel bir hikayeye konu olacak Darboğaz köyünün hikayesi sanatçılarda derin izler bıraktı. Kentleşen, kalabalıklaşan şehirlerin içinden çıkıp bir günlük esenlik yaşamak bu ekibin uzunca yıllar unutamayacağı bir anı demeti biriktirmişti.

Bölüm VII

Doğunun Taş Evleri Koşapınar Köyü

Ziyaretinde geniş bir avlu etrafında toplanmış kadim kültürden öykünülmüş ve tatil-dinlenme amaçlı mekanlar ve müzesiyle düşünülmüş tasarlanmış bir mekanlar manzumesi. Çeşitli fotoğraf çekimleri yapıldı.

Gecenin Adımları

Kaç adım

Karşılar geceyi

Kaç adım

Gündüzü

Kaç dağ topuk olur

Kaç bulut tutamak

Kaç kulaç

Örter geceyi

Kaç kulaç

Gündüzü

Kaç okyanus el olur

Kaç yıldız yön

Kaç nefes

Üfürür geceyi

Kaç nefes

Gündüzü

Kaç yamaç yol olur

Kaç dere set

İlhan Sağlam

1aaaaa.jpg2bb.jpg3ccc.jpg4cccc.jpg5ee.jpg6fffff.jpg7ggggggg.jpg8hhhhhhh.jpg

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER