Türkiye’nin AB yolculuğu
AB Müsteşarı Miller’in gözünden Türkiye’nin AB yolculuğu...
18 Haziran 2012 Pazartesi 08:12
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu, “Türkiye’de Avrupa Birliği Bilgi Merkezi Ağı’nın Desteklenmesi Projesi Kapsamında; AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Birinci Müsteşarı Michael Miller, Kars’ta resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretiyle ilgili Kar’store’de düzenlenen basın toplantısında konuşan Miller, “AB Türkiye’nin katılım şartlarını yerine getirebilmek amacıyla Türkiye’ye 850 milyon euroluk bir destek sağlamaya hazırlanıyor” diye konuştu.
AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Birinci Müsteşarı Michael Miller, “2012 yılı çerçevesinde AB Türkiye’nin katılım şartlarını yerine getirebilmek amacıyla Türkiye’ye 850 milyon euroluk bir destek sağlamaya hazırlanıyor. Dolayısıyla resmi alanda yaşanılan zorlukları bir kenara bırakırsak geri planda ekonomik entegrasyon bakımından olsun insanların karşılıklı temasları olsun, oldukça pozitif bir resim olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
AB’NİN HIRİSTİYAN KULÜBÜ OLDUĞU ŞEKİLDEKİ KANIYI BERTARAF ETTİK
AB’nin Hıristiyan Kulübü olduğu şekildeki kanıyı bertaraf ettiklerini de belirten Miller, “Dinlerimiz farklı. Evet farklı yönlerimiz var ama ayni birlik içerisindeyiz. Kars’ta bulunan vatandaşlarla da aramızda farklılıklar var ama Avrupa Birliği önemli olanın çeşitliliği kutsamak ve kutlamak olduğunu düşünmektedir. Zaten bugünkü dünya şartlarına baktığımızda bu mevcut şartların hiçbir şekilde bireysel davranan ülkelere yani her şeyi tek başına yapabileceğine inanan ülkelerin gözünün yaşına bakacak şartlar olmadığını düşünüyorum. Öte yandan bu İslam korkusu, İslam fobisi denilen şey evet Avrupa Birliği’nde var. Bu bütün ülkelerde daha ekstrem, daha radikal görüşler olabilir. Fakat önemli olan çeşitliliğe saygı göstermek diye düşünüyorum. Evet bu sorunlu yaklaşımlar her zaman olacaktır, bütün ülkelerde olabilir. Önemli olan bu farklılıklara ve çeşitliliğe saygı gösterebilmek, bunu kabul etmektir. Avrupa Birliği bütün ülkelerde bu siyasi irade söz konusu çünkü biz tarihimizi biliyoruz, oldukça kara bir sayfayı kapattık, karanlık bir geçmişimiz vardı, kanlı bir dönem yaşadık. Bunu bildiğimiz için bunu yaşadığımız için buna tekrar hiçbirimiz geri dönmek istemediğimiz için bu siyasi iradeyi gösteriyoruz.” şeklinde konuştu.
TERÖRİZME DESTEK VEREN BİR AB ÜLKESİ YOKTUR VE OLAMAZ
Terörizm konusunda da görülerini dile getiren miller, “Teörizm konusuna gelince; Türkiye’nin son 30 yıldır terörizmden çok çektiğini biliyoruz. Bu konuda kesinlikle Türkiye ile aynı taraftayız ona destek veriyoruz. PKK’da terörist listesinde biliyorsunuz. Şunu açık ve net belirtiyorum ki, sizin belirttiğinizin aksine yasal olarak hiçbir şekilde terörizme destek verecek yada verebilen bir Avrupa Birliği üyesi yoktur ve olamaz. Fakat terörle mücadelede iş birliğine gelince Türkiye ile Avrupa Birliği mevzuat ve uygulamaya baktığımızda Türkiye ve Avrupa Birliği uygulamaları birbiriyle örtüşmediği, uymadığı bu aslında ele almamız gereken bir konudur.” ifadesini kullandı.
TÜRKİYE’NİN AB’YE YAPMIŞ OLDUĞU İADE TALEPLERİ VERİ KORUMA MEVZUATI
Miller bununla bağlantılı olarak iki şeyin altını çizmek isteğini belirterek, “Bunlardan bir tanesi Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yapmış oldukları iade talepleri. bu iade taleplerinin karşılanabilmesi için, istenilen kimselerin iadeleri gerçekleşebilmesi için Avrupa Birliği’ndeki yargı kurumlarının ispat yükü denen bir şartı var. Bu ispat yükü artı karşılanması halinde iadenin gerçekleşebileceği söyleniyor. Ve yine birbiriyle uyumlu olmayan diğer bir konuda veri koruma mevzuatı. Şimdi konuyla alakalı olarak da Avrupa Birliği ile Türkiye arasında operasyonel bir takım anlaşmalar yapılabilmesi için Europol ve yargı arasında birtakım uygulamalar araştırmalar bu veri koruma yasasının Türkiye’de korunması gerekiyor. Bildiğim kadarıyla da Türkiye bu kurumun kurulması yasası üzerine 8 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Bu gerçekleştikten sonra ki şimdi taslağı çok yakında kabul edilecek diye biliyoruz. Bu gerçekleştikten sonra bu alandaki gelişmelerimiz daha iyi olacak operasyonel anlamda, bireysel olarak, Türkiye’de terörist ile yakalanan yada aranan kişiler konusunda çok rahat harekete geçebileceğiz ve kısa zamanda olaya müdahale edeceğiz. Örneğin geçen hafta İstanbul’da terörle mücadele konusunda çok güzel istişareler yürüttük Avrupa Birliği ve Türkiye arasında bu istişare arasında da önemli kararlar alındı. Bunlardan bir tanesi Türkiye’nin bir liste üzerinde çalışması gerekiyor iade talebinde bulunduğu kişilerin listesi. Ama bunu yaparken de aynı zamanda Avrupa Birliği’ndeki yasal gereklilikleri de dikkate alarak bunları hazırlamaları gerekiyor. Çünkü uygulamaya baktığımız zaman bürokratik alanda ve yargı kurumlarının birtakım standartları var bunu yaparken bu alanda ki sorunların ortadan kalkması için bu çalışmaların yapılması amaçlanıyor. Sonuç olarak bu her iki taraf içinde faydalı bir şey değil. Avrupa Birliği’nde de Türkiye’de terörist suçlardan aranan insanların Avrupa Birliği’nde elini kolunu sallayarak sokaklar da dolaşması bizim de menfaatimiz değil.” dedi.
KIBRIS SORUNU
Miller birde ortada Kıbrıs sorunu olduğunu, ve bu sorunun katılım müzakere sürecinde ilerleme kaydedilmesine engel teşkil eden bir sorun olduğunu vurgulayarak, “Ama Romanya Bulgaristan gibi yeni katılan ülkelere baktığımızda onlarda bu derece ciddi boyutta sorunlar olmadığını, farklı sorunlar olduğunu, yaşandığını görüyoruz. Bu şekilde bakmak belki zor ama biz Türkiye’yi özellikle son 10 yıl içersinde gerçekleştirmiş olduğu ilerlemeyi takdir ediyoruz kesinlikle.” diye konuştu.
TÜRKİYE SON 10 YILDA ÇOK ŞEY BAŞARDI
Türkiye’nin özellikle son 10 yılda çok şey başardığına dikkat çeken Miller şöyle konuştu:
“Reform süreci daha önce başladı ama son 10 yıl içersinde çok önemli değişikler başardı. 2005-2006 yılları arasında Türkiye ve Avrupa Birliği arasında ilişkiler bakımından önemli aşamalar kaydedildi. Bunda tabi Türkiye’nin istikrarlı olması, siyasi açıdan ekonomik açıdan bunlar önemli unsurlar. Öte yandan baktığımızda Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yaşlanan bir nüfus olduğunu görüyoruz. Türkiye’de böyle bir sorun yok gayet genç dinamik bir nüfus var. Öte yandan Türkiye’nin büyüklüğü, böyle büyük bir ülke üye olabileceği ve üyelikle beraber birtakım sorunlar yaşanabileceği ama aynı zamanda önemli faydalar getirebileceğini bütün bunları bizim anlatabilmemiz ve ikna edebilmemiz lazım, Avrupa Birliği’ne üye ülkelere. 1980 yıllarındaki Türkiye için bunları açıklamak zor olabilirdi ama bugünkü Türkiye için bunları yapabiliriz ki biz bugüne bakıyoruz. Örneğin 1984 yılındaki Diyarbakır mı yoksa son zamanda Marmaris’te Antalya’da yapılan tatili mi hatırlarlar insanlar. Avrupa Birliği Bakanlığı bu konuda çok aktif çalışıyor ve Avrupa Birliği kurumları da aktif çalışıyor zaten. Sonuç olarak bu müzakere kararını oy birliğiyle alanlar Avrupa Birliği kurumlarıdır.”