Bozuk yollar nedeniyle Üniversite öğrencileri dolmuşlar yerine yaya yürümeyi tercih ettiklerini, tercihini dolmuştan yana kullananların ise sarsılmayı göze aldığını söylediler.

İşte üniversiteli öğrencilerin “Kars” gözlemleri:

Binalar çarpıyor göze, Köhne ve bakımsız bir o kadarda değerli. Ruslar yapmışlar ne güzel, Ne yazık ki; O, muazzam yapılara dahi sahip çıkamıyoruz. Dahası sahip çıkmadığımız gibi içinde yaşam sürüp de yaşama da katamıyoruz. Bazıları restore edilerek hizmete açılmış. Ne güzel olmuşlar hani!...

Bu kadar köhne ve antik yapılara rağmen çarpık yapılaşma ve Tarihi yapıları gölgede bırakan binaları da azımsanamaz ölçüde çarpıyor göze. Bunlara örnek olarak Kafkasya Bölgesi'nde eğitim veren Kafkas Üniversitesi'ni göstermek çok yerinde olacaktır. Bugün KAÜ’ nün binalarına Üniversite binası demek için bin şahit lazımdır.

İnanç Turizmi açısından bir değer olarak görülen Şehit Ebu-l Hasan Harakani Hazretleri'nin türbesi ve adına yaptırılan Cami'ye giden yol ise Kültüre giden yol anlamında adeta tökezliyor.
Ani Antik Kenti, ticaret merkezi olarak kullanılamıyor bir türlü, Turistlerden para kazanılamıyor. O Muazzam Ani! Ne yazık.

Kaşarı, çeçil peyniri ünlü ama adına alınmış bir patent yok.

Gün içinde su akmıyor üstelik hidroforsuz da birinci katlara dahi su çıkmıyor.

Yani Kars denilince Doğu'nun uygar kenti aklımıza gelmeliyken ve ne yazık ki sadece öyle biliniyor!

Esnaf yıllardır kan ağlıyor ama KOSGEB'den faydalanamıyor. Neden? Geçmiş yıllarda bankalara borçlanmış adeta batağa sürüklenmiş. Memura “halinden memnun musun?” dediğinde bin “ah” işitiyorsun, “Ne memnunu efendim, kiralık daire bulamıyorum” derken anlıyorsun derdini!.

Sonuç olarak Hep şikayeti öğrenmişiz. Acizlerin şikâyetle muhattab olduklarını bile bile şikayet eder olmuşuz.

Umarız Kars, “Doğu’nun Uygar Kenti” kimliğine kavuşur.