Gazetekars

Varol Türkiye Cumhuriyeti!

Oktay Aktaş'ın kaleminden...

30 Ekim 2011 Pazar 20:01

Varol Türkiye Cumhuriyeti!

Vatan sıhhate benzer değeri kaybedilince anlaşılır.”

                                                                  Süleyman Nazif

“Hayallerimizi kaybettiğiniz an hayatınız sona ermiş demektir.”

Bu yıl Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 88. yılını kutluyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin ilelebet payidar olmasını diliyorum…

Artık Nerede   “Türk Milletinin bir mensubuyum” diye düşünen, yaşayan ve bunu büyük bir gururla söyleyen! 

Türk milleti için 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, yüzyıllardır içten ve dıştan saldırılara maruz kalmış, içeriden ve dışarıdan her türlü bölücülüğe uğramış, etnik ayrıştırmaya ve parçalanmaya maruz bırakılmış kaderi için dur deyişinin adıdır Cumhuriyet Bayramımız.

Türk Milleti; Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte verdiği kutlu mücadele sayesinde tarih sahnesinden silinmenin önüne geçmiştir. Ve yedi düvele karşı kahramanca savaşan Türk ordusu ve onun komutanı olan Mustafa Kemal’le birlikte mücadele edenlerin vücuda getirdikleri en büyük eseridir. “Türkiye Cumhuriyeti”…

Cumhuriyet’in kuruluş safhasında Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu ve geçen 88 yılın son on yıldır iktidarda olanlar, milletimizi kutuplara ayırmış; kafasını karıştırmıştır. Gelişmelerin sonuçlarının ne olacağını düşünen, olayların mukayesesini yapan   bir halk artık yoktur maalesef. Tamamen sindirilmiş ve “yarın benim başıma ne gelir” diye korkan   bir millet vardır artık.

Oysa cumhuriyetin temeli özgürlüktür. İnsanlar olaylar karşısında tepkilerini rahatça dile getirebildikleri ve söz sahibi olduğu en demokratik yönetim şeklidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 88.Yılında “Varol Türkiye” diye haykırıyoruz. İnşallah Allah ömür verirse 100. yılında da sokaklarda elimizde ay yıldızlı bayrakla genci-yle yaşlısıyla, kadınıyla-erkeğiyle, coluğuyla çocuğuyla hep birlikte ellerimizde Türk Bayraklarıyla yine koşacağız.

Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olarak cumhuriyete sahiplenmek her Türk’ün görevi olmalıdır. Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal ve arkadaşları ile Türkiye Cumhuriyeti’ni günümüze kadar yaşatanlar çok büyük bir iş başarmışlardır. Bizlerde onlardan aldığımız bu kutlu görevi aynı şevkle ve heyecanla devam ettirip bizler sonraki nesillere aktararak Cumhuriyetimizin ilelebet payidar kalmasını sağlamalıyız.

Başarılan işi anlamak için şunu bilmeliyiz: O gün her tarafı işgal edilen vatanımızda insanlar fakirliğini, hırslarını; dil, din, ırk ve mezhep farklılıklarını, hırslarını ; birbirlerine olan kişisel düşmanlıklarını bir kenara bırakarak hep birlikte mücadele edip kararlı ve onurlu bir mücadele vermişlerdir. O günden bu güne süre gelen ve bu gün de devam etmekte olan Türk Milletinin bu birlikteliğine ve kararlılığına karşı saldırının büyüklüğünü bilmek gerekir. Bu gün de bu saldırıların asıl amacı Türklüğe, Türk milletine ve elbette ki Türkiye Cumhuriyetinedir. 

Tek millet, tek devlet, tek dil ve tek bayrak gerçekliği ve kararlılığı üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti; şükürler olsun ki, kurulduğundan bu yana dostlarını sevindiren ve düşmanlarını korkutan; günden güne daha çok güçlenen bir yapıya kavuşmuştur. Onun güçlenmesini istemeyenler her türlü bölücülük ve etnik ayrıştırmanın nifakını sokmak için fırsat kollamıştır. Cumhuriyete sahiplenme bilinci içinde olanlar günden güne güçlenen bir sorumluluk sahibi olmalıdırlar.

Emperyalizmin yerli işbirlikçisi olan mevcut iktidar, PKK eli ile yaptığı saldırılara yenilerini ekleyerek milletimizin içinden yeni yeni milletçikler türetmeyi amaç edindikleri saldırı, Türkiye Cumhuriyeti’nin görüp göreceği en büyük ve en tehlikeli saldırıdır. Türk Milletini; başta Kürt, Çerkez, Gürcü, Arap, Arnavut, Boşnak olmak üzere adlarını daha kendilerinin bile hala açıklayamadıkları 36 etnik gruba bölme çabası içinde olup sonrada birlikten bütünlükten bahsediyorlar. Bu yalanları ve oyunları biliyor; Bu yalanları ve oyunları Büyük Türk Milleti her zaman olduğu gibi bu kez de geri püskürtecektir. Tarih bunun örnekleri ile doludur.

Cumhuriyet bayramı ile birleşen ve bütünleşen Türk Milleti, eserinin büyüklüğünü görerek daha çok kenetlenmiştir. Bu nedenle iktidar partisi bir fırsat daha bulmuştur. Cumhuriyet Bayramımıza ilişkin törenlerin iptal edilmesi, Cumhuriyet bayramı törenlerine katılmayı kendileri için zulüm olarak gören zihniyete sahip olanların ve Cumhuriyeti içine sindiremeyenlerin bir oyunudur. Cumhuriyet Bayramı törenleri bir kurtuluş bayramıdır. Bu bir esarete başkaldırış ve özgürlük bayramıdır. Türk milleti en kötü gününde bile Türk milletinin özgürlüğünün simgesi olan “Cumhuriyet Bayramı”nı her zaman istinasız olarak büyük bir coşku ile kutlamalıdır ve zaten de günümüze kadar yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen de hiçbir zaman Cumhuriyet bayramı törenleri iptal edilmemiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun nedeni olan İstiklal Mücadelesi’nin başlangıcına gidelim. O gün Türk Milleti bu gün olduğu gibi iki temel fikre bölünmüştü. Birinci grup, esir olmaktansa ölmeyi yeğleyip “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyen Türk Milliyetçileri, ikinci grup ise “biz bu savaşı kazanamayız” ümitsizliği içinde malını, canını ve şahsi çıkarlarını kurtarmaya çalışan ve harici düşmanlarla işbirliğine giden insanlar vardı. Yani tıpkı bugünkü iktidar mensupları gibi.

Unutmayın ki; her iki taraf de bizim insanımızdır. O günkü gibi bugün de milletimiz ikiye bölünmüş durumda; bir taraf, ülkenin gidişatının çok kötüye gittiğini; Ülkemizin kaosa sürüklendiğini ve toplumsal kargaşaya ve akabinde ise çatışmaya doğru sürüklendiğini görüyor. Bir de iktidar taraftarı olan diğer grup var. Şahsi hesapları ve çıkarları uğruna makamlarını ve nefislerini kullananlar şahsi çıkarlarını kaybetmemek için bu gidişata dur demedikleri gibi buna alette oluyorlar.    

Ancak şüphemiz yoktur ki; Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatma ve Türk Milletini çağdaş uygarlıklar seviyesine çıkarma mücadelesi yine Cumhuriyetimizin 88. yılını büyük bir coşku ve sevinç ile kutlayan vatanseverlerce kazanılacaktır.

Ey Büyük Türk Milletinin bir evladı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmaktan daima gurur duyan! Bunların ne demek olduğunu Osmanlı – Türk Devleti’nin çekilmek zorunda kaldığı topraklarda, arkamızda bıraktığımız insanlara git, sor ve öğren!

Ne Mutlu Türküm Diyene” anlayışı ile bizi birliğe teşvik eden Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e şükran duygularımı ifade ediyor, Milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyor ve “VAROL TÜRKİYE CUMHURİYETİ” diyorum…

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER