Yerelde üret, yerelde tüket
Kars’ın merkez Yolboyu Köyü’nde tarım ve sebzecilikle uğraşan Cellattin Tekin adlı çiftçinin bostanında yetiştirdiği sebzeler, Kars Valisi Ahmet Kara’yı kıskandıracak.
06 Temmuz 2012 Cuma 09:09
Bilindiği gibi Vali Kara, konağının bahçesinde oluşturduğu serada, birçok sebzeyi özenle yetiştiriyor. Kara, zaman zaman vatandaşlarla yaptığı sohbetlerde ve gazetecilere yaptığı açıklamalarda, Kars’ta sebze yetiştiriciliğinin önemine değiniyor. Hatta Kara, her defasında, buğdayın yerine sebze yetiştirilmesini öneriyor ve buğdayın Kars’ta kısa geçen yaz sezonunu tamamlayamadığını belirterek, buğdayın aslında Kars yöresinde yetişilmemesi gerektiğini savunuyor. Kara, bu düşüncesini konağının bahçesinde oluşturduğu serada yetiştirdiği sebzelerle de kanıtlıyor.
BU BOSTAN, KARA’YI KISKANDIRACAK
Kars’ın Yolboyu Köyü’nde evinin bahçesinde oluşturduğu bostanda, yıllardan beridir her türlü organik sebze yetiştiren Celalattin Tekin, geleneksel yöntemlerle yetiştirilen arpa ve buğdaydan daha kısa sürede her türlü sebze elde ettiğini ve daha fazla para kazandığını söylüyor.
“Yerelde üret, Yerelde tüket” sloganıyla kendi imkânlarıyla Kars’ın geleneksel ürünlerinden olan arpa, buğday ve yulaf yerine sebzeciliğe, daha fazla önem veren Tekin, Bostanında lahana, havuç, patates, marul, pancar, soğan, fasulye, maydanoz, aş otu gibi sayısız sebze yetiştiriyor.
Tekin iki ay gibi kısa bir sürede yetiştirdiği sebzeleri, kendi köyünde sattığı gibi sebze halinde de satarak para kazanıyor ve evine ekmek götürüyor. Bostanında torağa saygı duyarak çalıştığını belirten Tekin, bostanda çalışmanın zor olmasına rağmen çok zevkli bir uğraş olduğunu vurgulayarak komşularına ve Kars çiftçisine arpa, buğday ve yulafı ektikten sonra 3 ay bekleyinceye kadar, sebze yetiştirmelerini de öneriyor.
KARS’TA BAZI KÖYLERİN “L” VE “L” ŞEKLİNDE KURULMASININ SIRRI NEDİR?
Kars’ta Bostancılıkla uğraşmanın arpa, buğday ve yulaftan daha fazla gelir elde edinile bilineceğine de dikkat çeken Tekin, yıllar önce Yolboyu Köyü gibi birçok köyde Malakanların yaşadığını ve Malakanların bostancılık yaptıkları için köylerini genelde büyük “L” ve küçük “l” şeklinde kurdukların da sırrını açıkladı.
Kars’ta bütün köylerde her kesin evinin önünde mutlaka bir bostan oluşturulabileceklerini yineleyen Tekin, “Kars’ta zaten bizim köyümüz gibi birçok köy gibi eski bir Malakan köyüdür. Malakan köyleri genel olarak “l “ve “L” şeklindedir. Bu köyler genel olarak genişçe bir yol ve yolun her iki kenarında ise evler bulunur. Bu evlerin arka yüzü ise bostan ve yanı başında da tarlalar vardır. Bu tarlalarda da arpa, buğday ve yulaf ekilirdi. Yani her kes evinin arka tarafında çok kısa bir sürede sebze yetiştirebilir. Bostanının sınırları içerisinde, aynı yere, diğer yıl aynı sebze ekilmemelidir. Yoksa verim olmaz. Herkesin bostan ekmesini isterim ve Karslılar biçim zamanına kadar boş durmasın ve çalışsınlar. Arpa ve buğdayı ekip 2 ile 3 ay bekliyorlar. Ama sebze ekseler hem boş durmazlar ve daha fazla para kazanırlar.” Diyor.
TOHUMU DA KENDİSİ ÜRETİYOR
Tekin, bir daha ki yıl tekrar ekeceği sebzelerin tohumlarını da kendisi üretiyor. Yaz boyu bostanında ürettiği sebzeleri bir sonraki yıl tekrar ekmesi için bu sebzelerden elde ettiği tohumları özenle toplayarak özel yöntemlerle saklayarak bir sonraki yıl tekrar ekiyor. Tekin tohumları kış boyu normal bir sıcaklıkta ve özel koşullarda ve karanlıkta sakladığını da belirtiyor.
İLHAN KOÇULU’DAN TEKİN’E BİLİMSEL DESTEK VE MORAL
Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanı İlhan Koçulu da Tekin’e her zaman bilimsel destek ve moral veriyor. Koçulu, ayrıca her defasında yıllar önce Kars’tan büyük şehirlere göç eden Karslıların çocuklarına çevre, doğal yaşam, sebze ve toprağın önemini anlatıyor.
Koçulu, gençlere ve çocuklara, Kars’ta tüketilen sebzelerin Ege ve Akdeniz deki birçok ilden geldiğini ve aslında bu sebzelerin Kars’ın bütün köylerinde üretilebileceğini anlatıyor. Koçulu, İstanbul ve diğer illerden tatillerini Kars’ta geçiren gençlere ise toprağın önemini şu şekilde anlatıyor.
“Bu sebzeler Kars’a Batıdaki illerden geliyor. İnsanın yaşamında hava, su ve toprak çok önemlidir. Bunların üçünün bir araya gelmesi sonucu gıda meydana geliyor. Bütün insanlar yaşamaları boyunca soyunu sürdürmek için bir çaba içeresindedir. Ama bu çabanın mimarı aslında insanlar değil topraktır. Çünkü bize gıdayı veren topraktır. Bizler gıda almazsak yaşayamayız. Ama bütün bunların yanında bir de bilgi lazım. Bu bilgi ve azimde Celalettin Tekin ve O’nun gibilerinde var. Bizler bunları yetiştiremeyiz çünkü bilgimiz yok. Yılların birikimiyle kendini adamış ve yetiştirmiş. Tohum bile kendisine ait. Doğal hayvan gübresiyle toprağı destekliyor. Toprağa son derece saygılı olduğu için ektiği bir sebzeyi ertesi yıl aynı yere ekmiyor. Allah bu toprağa öğle bir özellik vermiş ki bizi beslesin. Sen ona saygılı davranırsan o da seni besler.”
HAVUÇ YAPRAĞINDAN KIZLARIN BAŞINA TAÇ
Koçulu, kendisi önemle dinleyen gençleri de Tekin’in yetiştirdiği sebzelerin yaprakları ile taç yaparak taçlandırıyor. Bu nedenle kendisini dikkatle dinleyen gençlerin akıllarında ise toprağı ve doğal yaşamın önemini unutulmaz kılınıyor.