Dünya Kalp Günü
Kalp ve damar hastalıkları küresel olarak bir numaralı ölüm sebebidir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2008 yılında 57 milyon kişi ölmüş ve tüm ölümlerin % 63’ü bulaşıcı olmayan hastalıklar sonucunda meydana gelmiştir.
02 Ekim 2015 Cuma 13:06
Dünyada her 3 kişiden 2’si bulaşıcı olmayan hastalılak nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Bulaşıcı olmayan hastalıklar içerisinde ise her 3 kişiden biri ( 17.3 milyon kişi ) kalp ve damar hastalıklar nedeniyle ölmüştür. Bu ölümlerin 7.3 milyonu kalp krizine bağlıdır.
Beklenilenin aksine ölümlerin %80’i iyi gelir düzeyi olan ülkelerde değil, düşük ve orta gelir düzeyinde yer alan ülkelerde gerçekleşmiştir.
Kadınlarda risk düzeyi erken yaşlarda daha düşük iken, yaşın ilerlemesi ile risk artmakta ve hastalıktan kadınlar ve erkeklerde eşit olarak etkilenmektedir.
Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin artarak, 2030 yılında 23,3 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Ülkemizde 2013 yılında ölen her 5 kişiden ikisinin kalp-damar hastalığına bağlı nedenlerden öldüğü görülmektedir.
Davranışsal risk faktörleri koroner kalp hastalığının %80’inden sorumludur. Kardiyovasküler hastalıkların çoğu risk faktörleriyle mücadele edilerek engellenebilir.
KALP HASTALIKLARI İÇİN DAVRANIŞSAL RİSK FAKTÖRLERİ:
– Sağlıksız beslenme,
– Yetersiz fiziksel aktivite,
– Tütün kullanımı ve
– Alkol kullanımı yer almaktadır.
Sağlıksız beslenme ve yetersiz fiziksel aktivite etkisiyle bireylerde kan basıncında yükselme, kan şekeri yüksekliği, kan lipidleri yükselme, fazla kilo ve obezite görülür. Tütün kullanımının bırakılması, diyette tuz kısıtlaması, sebze-meyve tüketilmesi, düzenli fiziksel aktivite, alkolün zararlı kullanımından kaçınılmasının kardiyovasküler hastalık riskini azalttığı gösterilmiştir. Ayrıca hipertansiyon, diyabet ve yüksek kan lipidlerinin tedavisi de kardiyovasküler riski azaltır.
Sosyal ekonomik faktörler ve kültürel değişiklikler (küreselleşme, şehirleşme) toplumun yaşlanması, stres, herediter faktörler kardiyovasküler hastalıkların diğer belirleyicileridir.
30 yaş üstü her birey için kardiyovasküler riskin hesaplanması ve varsa davranışsal risk faktörlerine uygun müdahaleler ile kalp krizi, inme, kalp yetmezliği ve diğer komplikasyonların gelişmesini önleyebilecek tedbirlerin alınması önerilir.
Her bir bireyin kalp ve damar hastalıklarına yol açan davranışsal risk faktörleri ile ilgili farkındalığının artırılması ve hasta olmamak için riskli davranışlarını olumlu davranışlara değiştirmesi için teşvik edilmesi
Sağlıklı kalmak ve kalp ve damar hastalığına yakalanma riskinden uzak durmak için;
Sağlıklı beslenelim
Yeterli sebze-meyve tüketelim,
Diyetimizdeki tuz, şeker ve yağ miktarını azaltalım,
Düzenli fiziksel aktivite yapalım,
Her gün en az 30 dk süreyle yapılan düzenli fiziksel aktivite kalp sağlığını sürdürmeye yardım eder,
Tütün ve tütün ürünleri kullanmayalım,
Alkol kullanmayalım,
Kardiyovasküler riskimizi öğrenelim,
Kilolu veya obez olup olmadığımızı
Kan basıncımızı,
Kan şekerimizi ve
Kan lipidlerimizi öğrenelim
Hekim tavsiyelerine uyalım.
“HIZLI DAVRAN HAYATINI KURTAR”
Kalp ve damar hastalıkları ve özellikle kalp krizi ülkemizde görülen ölümlerin en sık nedenlerindendir. Türkiye’de her 10 ölümden 4’ü kalp krizi nedeniyle oluşmaktadır.
Kalp krizine bağlı toplam ölümlerin yarısı belirtilerin başladığı ilk 3-4 saat içinde ve çoğunlukla hastaneye ulaşmadan önce gerçekleşmektedir. Kalp krizi sırasında kalbe gelen kan akımı bozulmaktadır. Kalbe gelen kan akımının eski düzeyine gelmesi ne kadar gecikirse kalpte oluşan hasar o kadar artmakta, kişi hayatını kaybedebilmekte veya ileriki yaşamında yaşam kalitesini bozan sorunlarla karşılaşmaktadır.
Kalp krizi geçiren bir kişi için tedaviye başlanıncaya dek geçen süre en önemli faktörlerden birisidir. Bu nedenle kalp rahatsızlıklarında ilk iki saatte doğru tedaviye erişmek hayati önem taşımaktadır.
Halkımızın farkındalığını artırmak amacıyla iki temel hedefimiz bulunmaktadır:
1.Toplumun kalp krizi belirtileri konusunda bilinçlenmesini sağlanması:
- Kalp krizi belirtileri göğüs, kol, boyun veya çene ağrısı, nefes darlığı, endişe ya da terleme, bulantı, kusma, nabız düzensizliğidir. Kalp krizi belirtileri ortaya çıkar çıkmaz acil tibbi yardım çağrılmamasının kalp krizi tedavisinin önündeki en büyük engellerden birisidir. Çünkü kalp krizi söz konusu olduğunda her saniye önemlidir.
2.Acil durumlarda 112’yi arayarak hastaneye ambulans ile gitmelerinin ve uygun tedaviye erişiminin sağlanması:
-Halkımızın kalp krizine hızla müdahale edebilmesi için derhal 112 Acil Servisi aramanın ne kadar önemli olduğunu anlaması gereklidir. Kalp krizinin farklı tiplerinin bulunduğu ve bunların tedavilerinin değişebileceği dikkate alınarak “112 Acil Servisi zaman yitirmeden aranması; kalp krizinin doğru şekilde tedavi edilmesini ve hastaların uygun tedavi merkezlerine sevkini sağlayacaktır.
- Hastaneye ulaşan hastaların rahatsızlıklarının kalp krizi olması durumunda ambulansın ilgili hastayı doğrudan anjiyo yapılan merkezlere ulaştırılmalarını sağlanması hedeflenmektedir.
Kalp krizi geçiren hastalarda ölüm oranını ve kalp yetersizliğini azaltmak, yaşam kalitesini artırmak amacıyla, hastanın uygun tedavi erişimini artırmak ve işlemin en iyi standartlarda yapılmasını teşvik etmek için desteklerinizi ve çalışmalarımızda başarıda yanımızda yer almanızı bekliyoruz.