Gazetekars

Kars'tan Gazeteciler Medya ve Mülteciler Basın Buluşmasına katıldı

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) ile Mülteci Destek Derneği (MUDEM) işbirliğinde Avrupa Birliği'nin katkılarıyla "Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları" adı altında toplantı düzenlendi.

11 Ekim 2019 Cuma 23:06

Kars'tan Gazeteciler Medya ve Mülteciler Basın Buluşmasına katıldı

Ankara Meyra Palace Hotelde düzenlenen toplantıya Kars Kuzey Doğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Kars Hakimiyet Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ercüment Daşdelen ile karsmedyasi.com imtiyaz sahibi, Kars Gazeteciler Birliği Yönetim Kurulu üyesi Cem Daşdelen de katıldı.
Göç ve göçmen haklarına ilişkin yasal çerçeve hakkında yerel ve ulusal basınının bilgilendirilmesi amaç edilen ve 4 hafta sürecek olan organizasyona Türkiye’deki değişik illerden 800’e yakın medya mensubunun katılımı sağlanması planlanıyor.
Toplantının açılış konuşmasını yapan, SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, SGDD'nin 45 ilde geçici koruma altındaki Suriyeliler ve diğer mülteci guruplarına yönelik koruma, psikososyal destek ve yaşam becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yürütmekte olduğunu söyledi. 
Dünyada her gün 37 bin kişinin evlerinden ayrılmak zorunda kaldığını ve her 2 saniyede 1 kişinin doğduğu topraklardan kaçmak durumunda kaldığını belirten Kavlak, "Türkiye, ülkesi dışına çıkmış Suriyelilerin yüzde 64'ünden fazlasına tek başına ev sahipliği yapmaktadır. Buna göre Türkiye tek başına 6 yıldır dünyada en fazla mülteci ağırlayan ülke konumundadır. Ekim 2019 tarihi itibarıyla Türkiye'de 3 milyon 671 bin 553 Suriyeli ve yaklaşık 400 bin 85 farklı ülkeden gelen sığınmacı ve mülteci bulunmaktadır" diye konuştu.
Mültecilerin topluma uyumunda basının önemli bir rolü olduğunu ifade eden Kavlak, "Medyada gördüğümüz haberlerin birçoğunun asıl mimarı yerel basın mensupları, meslekleriyle kamuoyunun algısının oluşmasında çok büyük bir öneme sahiptir. Mültecilerin toplumumuza ve yerel halkla olan uyumunun tesisinde basın mensuplarına büyük rol düşmektedir” dedi.
“Haberlerde kullanılan dil, konuyla ilgili doğru terminolojiye hakimiyet gibi konular, ülkemizin dünyaya örnek olan çalışmalarına büyük katkılar sağlayabilecek güçtedir” diyen Kavlak, “Konuyla ilgili çalışan STK'ların ve kamu kurum ve kuruluşlarının basın mensuplarıyla kuracakları iletişim ülkemizin ve ülkemize sığınan kişilerin lehine olacaktır" şeklinde konuştu.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok da, yaptığı konuşmasında, her insanın potansiyel bir göçmen olduğunu ve her göçün de bir hikayesi olduğunu söyledi. 
"Bunu hiç unutmamamız gerekiyor. Bugün ülkemizde yaklaşık 192 farklı ülkeden 5 milyon 55 bin insan yaşıyor” ifadelerine yer veren Ok, “Bunların çok büyük bir çoğunluğu düzensiz göç ile ülkemize gelmiş durumdalar ama 1 milyon 100 bin civarında da ikametliğimiz var. Göçle ilgili konuştuğumuz her söz, bu ülkeye katkıda bulunmaya çalışan düzenli göçmenlerin moral ve motivasyonunu, algılarını, Türkiye'ye bakış açılarını da etkileyebilir. Hepimizin bir göç hikayesi var. Anadolu göçlerle kurulmuş bir toplum, bir kavşak noktası" dedi.
Düzensiz göçle mücadele alanında Göç İdaresi Genel Müdürlüğü olarak çok büyük bir kapasite harcadıklarına değinen Ok, "İnsani bir kriz neticesinde düzensiz göçmen olarak kabul etmediğimiz, geçici koruma kapsamında misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimiz var. Maalesef bugünlerde göçmenin adı 'Suriyeli' oldu. Bu büyük bir haksızlık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın göç konusundaki hakkını ve hatırını modern zamanlar görmezlikten gelse de tarih asla unutmayacaktır” şeklinde konuştu.
Ok, “İnsan dediğiniz zaman tek motto vicdandır ve vicdanın sesine de ses verebilecek, bu işi gönüllere nakşedebilecek kuvvete sahip ise medyadır. Gazeteci sadece salt gerçekleri görmez, bu işin rahatlıkla edebiyatını da yapabilir. Yazılı ve görsel basında çıkan haberler aslında sadece mevcut algıyı yansıtmanın yanında insanların mevcut ve gelecek algılarını da yönlendiriyor ve şekillendiriyor" ifade etti.
Kamu Denetçiliği Kurumu Başdenetçisi Şeref Malkoç da, Anadolu'nun eski zamanlardan beri göç alan yerlerden olduğuna değindi.
"Göçe ancak Türkiye'nin yaptığı gibi insanlığın onuruna uygun davranışla davranabilirsiniz” ifadelerini kullanan Malkoç, “Savaşı durdurduğunuzda göçü durdurursunuz. Sömürüyü durdurduğunuzda göçü durdurursunuz. Bu anlamda inşallah sivil toplum örgütleriyle, medya mensuplarıyla, bürokrasimizle, devleti yönetenlerle dünyaya örnek olacağız. Türkiye dünyanın 140 ülkesine yıllık 6 milyar dolar insani yardım ve kalkınma desteği yapıyor. Dünyadaki her kötü olay tüm insanlığı olumsuz etkileyecek. Kurum olarak sadece Türk vatandaşlardan başvuru almıyoruz. Türkiye'de bulunan herkesten başvuru alıyoruz. Çok sayıda Suriyeli insanımızdan, çocuğumuzdan da başvuru alıyoruz. Okulda ayrımcılığa uğruyor ya da bir yerde farklılıkla karşılaşıyor ve bize başvuruyor. Türkiye'deki 3 buçuk milyon Suriyeli'nin durumunu ayrıntılarıyla anlatan bir rapor yazdık. Bu raporu dünyadaki bütün insan hakları kurumlarına gönderdik ve çok faydası oldu" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca da, Türklerin misafirperverliğini hatırlattı.
Akarca, "Dünyada tanrı misafiri diye deyimi olan belki de tek ülke biziz. Misafirperverlik bizim artık genetiğimizde var. Yüzyıllardan beri biz kucaklaşmak isteyenlere kapımızı sürekli açmışız. Hepsi tarih boyunca Türkiye'yi en güvenli liman olarak gördü" şeklinde konuştu.
Program daha sonra, AB Türkiye Delegasyonu Program Yöneticisi Steven de Vriendt’in ve diğer katılımcıların sunumlarıyla gün boyu devam etti.

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER