Kemal Şendikici Kars’ı iyi anlatamamış
Kafkasya Sosyal ve Kültürel Araştırmaları Merkezi Derneği, Kars’ın turizmde bulunduğu noktadan daha ileriye gittiği bu günlerde, her katkıyı sunmaya hazır olduklarını ve bunun için de çaba sarf etiketlerini açıkladı.
16 Ocak 2020 Perşembe 22:25
Yapılan yazılı açıklamada, Kafkasya Sosyal ve Kültürel Araştırmaları Merkezi Derneği’nin, bu çabasına rağmen Kars’ın turizmini sadede bir ticaret kapısı olarak görenlerin yaptıkları hataların her geçen gün arttığı bildirildi.
Kafkasya Sosyal ve Kültürel Araştırmaları Merkezi Derneği tarafından gazetemize yapılan açıklamada, söz konusu hatalar, “Adamın biri etrafındakilere 'kurban' meselesini şöyle anlatıyormuş: Hazreti Musa Allah'a dua etmiş. 'Ya Rabbi, bana bir kız evlat bahşedersen onu sana kurban edeyim.' Bir zaman sonra Hazreti Musa'nın bir kızı olmuş, adını Ayşe koymuş. Çocuğun kurban edileceği zaman gelince Hazreti Musa bıçağı yavrucağın boynuna dayamış. Tam kesecekken Azrail gökten elinde bir keçiyle gelmiş… Hikâyenin tam bu noktasında dinleyenlerden biri dayanamamış ve şöyle demiş: 'Ben bunun neresini düzelteyim? Hazreti Musa değil Hazreti İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, Azrail değil Cebrail, keçi değil koç.'…”şeklinde kamuoyuna duyuruldu.
Kendini kokartlı tur rehberi, seyahat danışmanı, blog ve köşe yazarı olarak tanımlayan Kemal Şendikici adlı şahsa yönelik açıklama gereği duyulduğu belirtilen açıklamada, ‘’Kemal Şendikici’nin, Kars Gezi Rehberi; Nereler Görülmeli, Neler Yapılmalı’’ yazısını okuyunca aklımıza bu hikâye geldi. Bu yazının neresini düzeltebiliriz bilmiyoruz; elimizi neresine atarsak atalım bir yanlış var… Ama hakkını da yemeyelim bir tek doğrusu var, ama o da eksik…
Kars’a gidince tarihi dinlemeden hiçbir yer görmeden gitmem diyorsanız, yöreyi çok iyi bilen kokartlı bir rehber ile gezmeniz önerilir. Kesinlikle bu tavsiyeye uyun ama yalan yanlış bilgilerle kafa karıştıran bu türden personelle gezmeyin. Çünkü hazırladığı broşür-bilgilendirme metni kenti anlatmayı bırakın insanların kafasını karıştıran bilim ve tarih-dışı şeylerle dolu.
Nereden başlasak bilemiyoruz. Ne desek nasıl anlatsak? Yanlışlıklarla dolu bu yazıdan bazı başlıkları alarak o konudaki yorumlarımızı sizlere sunuyoruz: ‘Kars, 350 bin nüfuslu çevresinden birçok dağlık arazilerde bulunan ilçe ve köylerden oluşan bir sınır şehri’ demiş ve Kars’ın Rusya’ya yakın olmasından bahsetmiş. ‘Kars Rusya’ya yakın değil nüfusu da ‘yaklaşık 350 bin değildir.’
Anadolu’da ilk caminin yapıldığı yer ve ilk Cuma namazının kılındığı Ebu Menucehr Camisi Ani şehrindedir. Ebû’l Menûçehr Camii Anadolu’da yapılan ilk camii de değildir. Camiin Ani’nin fethinden 7 yıl sonra yapıldığı dikkate alınırsa; ilk Cuma namazı epey bir zaman sonra kılınabilmiş demektir.
Bu şahıs ’Anadolu’da ilk Türk Cumhuriyeti olan “Güneybatı Kafkas Geçici Millî Hükûmeti '', “Cenub-ı Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Millîyesi '' ya da nam-ı diğer Kars İslam Cumhuriyeti 1918’te Kars’ta kurulmuştur.’ Demektedir. Kars İslam Cumhuriyeti tanımlaması yanlıştır. Böyle bir adı yoktur.
‘’Mağaralardan birinde Çoban Topaz ile Yılanlar Kraliçesi Şahmeran’ın aşklarını yaşadıkları inanılan gizemli yeraltı şehri de bulunması Ani efsanelerinden biridir.’’ Demektedir. Çoban Topaz ve Şahmeran ise bu bölgeden alakalı bir efsane değildir demek isteriz. Ani’deki Şahmeran efsanesi Prof. Dr.Oktay Belli tarafından derlenmiştir. Bu yazıyı yazan kişi büyük ihtimalle ne okudu bu efsaneyi ne de duydu.
Kars’ta ‘Malakan evlerinin olduğu bir meydan’ dan söz ediyor. Bunu okuyan herkes böyle bir meydan arayışına girecektir ki böyle bir şey yoktur.
‘’Şehrin Kabe’si ve dini merkezi burası. Ebü’l Hasan Harakani Kars’ın Uleması ve şehit düşen Alpereni, Mevlana’nın bizzat kendisinden eğitim aldığı ulemadır. Cami ve külliye Evliya Camii olarak Osmanlı döneminde inşa edilmiştir.’’ diye anlatmış Kars Harakani Türbesini. Kutsal mekânlar ve insanların dini duyguları kanunca da korunmaktadır. Karslıların Kâbe’si diye bir tabir olamaz. Kâbe bir tekdir. Ebu’l Hasan Harakani Kars’ın ruhudur. Ama hiçbir daim Mevlana’ya eğitmenlik yapmamıştır. Biz bunu nasıl açıklasak acaba. Azıcık tarih, az da matematik yeter aslında.
‘’Rus çarlık döneminin ve Osmanlı Rus savaşının simge isimlerinden olan Çariçe Katerina’nın Ruslar döneminde Kars Çayı kenarında yaptırmış olduğuna inanılan bazalt taşından yapılmış binadır.’’ Bu tam desteksiz bir atış. Kars’ta hiç kimse ama hiç kimse böyle bir inanışta değildir. Bu bilgileri nereden almış bilmiyoruz. Böyle bir lafı edebilmek için Rusya tarihini hiç bilmemek gerekiyor. Her iki Katherina’nın da ne zaman yaşadığını ve de Çarlık Rusya’sı Hakimiyetinde ki Kars’ı hiç bilmediğini fark ediyoruz. 1. Katherina’nın ölüm tarihi 1727, 2. Katherina’nın ölüm tarihi ise 1796’dır.
‘’Vatan veya Silistre adlı eserin sahibi ünlü yazar Namık Kemal’in dedesine ait olan evdir. Şair çocukluğunda dedesinin evinde kalmış ve çocukluğunun güzel anlarını bu evde yaşamıştır. Namık Kemal burada yaşamış çünkü dedesi zamanının Kars valisiymiş, bu ev de haliyle vali konağıymış. Namık Kemal, çok küçük yaşta babası ölünce, 7 yaşından 14 yaşına kadar burada dedesiyle hayat sürmüş.’’ Mealinde sözlerle yorumlamış Namık Kemal evini. Lütfen biraz ciddiyet.
‘’Kars’ın her caddesinde Rus döneminde yaşamış Malakanlar kültürüne ait gravyer, çeçil ve eski kaşar peynir satışı görmek mümkündür.’’ Diyor ama Kaşar da Gravyer de Çeçil de Malakan kültürüne ait değildir.
Kümbet cami’sinden yani 12 Havariler kilisesinden söz ederken, ‘’Doğu’nun Ayasofya’sı haline gelmiş bu yapı son yıllarda da cami olarak kullanılmakta. Ancak dönem dönem Ermeni grupların ayin yapma talepleri, yapılan restorasyonda uygulanan yanlış teknikler gibi birçok sorunla boğuşuluyor.’’ Diye bitiriyor Kümbet Camisi ile ilgili yorumunu. Ama Ermenilerin burada ayin talebini sorun olarak görmesi ilginç geldi bize. Dahası burası için ‘Doğu’nun Ayasofya’sı tabiri hiçbir zaman kullanılmamıştır
Kısacası yazının neredeyse tümünün düzeltilmeye muhtaç olduğu açık, istenirse detaylı bir bilgilendirme de yapabiliriz. Ancak yazıda çok daha fahiş ve önemli bir hata daha var: Kars’ta bir Kâzım Karabekir Köşkü olduğu iddiası!
(Malakan evlerinin olduğu) “Meydanın sol yan sokağında bulunan Rus döneminden kalan bugün otel olan Cheltikov Otel, Kars nehri etrafında bulunan Kars Konservatuarı, Katerina Oteli, Kazım Karabekir Köşkü’nü gezmek için nehir etrafında yürüyerek fotoğraflamak gününüzü güzelleştirmeye yeter de artar. Defterdarlık binasının bulunduğu sokak, Baltık mimarisine ait estetik taş evlerle Kars’ın çok geniş yollarını süslemektedir.’’ Diye yazısının başlarında bahsettiği Kazım Karabekir Köşkünü bulup fotoğraflamak için bayağı bir yol almanız(1.419 km) gerekmektedir. Kars’ta olduğunu iddia ettiği Kazım Karabekir Köşküne ilişkin şu bilgileri de vermeyi ihmal etmemektedir:
‘’Bugün müze olarak kullanılan köşk, Sultan II. Abdülhamid’in Maarif Nazırı Antepli Münif Tahir Paşa tarafından İtalyan mimar ve heykeltıraş Rozette’ye ahşap olarak inşa ettirildi. Osmanlı devletinin yıkılmasından sonra köşk 1929 yılına kadar hemen hemen boş kaldı. Köşk 15 Kasım 1930 yılında Kâzım Karabekir Paşa tarafından satın alındı ve aile bu eve taşındı.” Doğrusu bu çok önem sarf ederek anlattığı Kazım Karabekir Köşkünün yerini sadece Dernek olarak bizler değil, tüm Karslılar merak etmektedir. Kars Valiliğinin ve de Kültür Müdürlüğü’nün gerek broşürlerinde gerekse internet sayfalarında yer almayan, hatta envanteri bile bulunmayan bu önemli eserin yetkili makamlar tarafından bu yazıyı kaleme alan Kemal Bey’e danışarak envantere kazandırılmasını rica ediyoruz….
Tüm Kokartlı Rehber arkadaşlarımızın yaptıkları işin zorluğunun farkındayız ve onları anlamaya çalışıyoruz. Biz Dernek olarak gerçekten bu mesleği hakkaniyetle yapan Kokartlı Rehberlerin daha ön plana çıkabilmesi için bu yazıyı yazan ve bunun gibi paylaşımlarda bulunan Kokartlı Rehberlerin TUREB tarafından Kokartlarının sorgulanmasını talep etmekteyiz. Çünkü bu bilgi kirliliği, yalan- yanlış tarifler sadece Kars için değil tüm Türkiye için yapılmaktadır. Bu ve bunun gibi Rehberlik Mesleğini bilmeden Kokartlı Rehberlik yapanların Kokartları iptal edilirse bu mesleği Hakkaniyetle yapanlar daha çok iş imkânı bulacaklardır.
Biz dernek olarak insanları eleştirmek ya da yermek istememekteyiz. Ama İstanbul’un göbeğindeki bir binayı Kars’ta diye anlatacak kadar ciddiyetsiz davrananlara; bu şehri ticari çıkarlarına kurban edenlere geçit vermeyeceğiz. Kars bir tane ve büyük fedakârlıkla ilimize gelen misafirlerin yanlış yönlendirilmesini istemiyoruz. Daha güzel bir KARS dileğimizle…