Kılıç, Meclis kürsüsünden muhalefete cevap verdi
AK Parti Kars Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yunus Kılıç, muhalefetin araştırma önergesi üzerine TBMM Genel Kurulunda AK Parti adına konuştu.
10 Şubat 2021 Çarşamba 10:04
Volkan KARABAĞ
Kılıç yaptığı konuşmada, “Bütün dünyada olduğu gibi gıda fiyatlarının mal ve hizmetlere oranla daha fazla arttığını kabul etmemiz lazım. Fakat bunu kabul ederken, bunun gerçek nedenleri üzerinde, doğru tespitler yapmamız lazım, eğer sadece bunu Türkiye içerisine sıkıştırıp bunu siyasi bir malzeme halinde kullanmaya kalkarsak tam da dünyada gıda ticaretini ve tekelinde bulunduranların istediğini yapmış oluruz. Yani topluma bir faydamız olmaz, asıl pandemi sürecinden yararlanmak arzusu içerisinde olan, dünyada gıdayı tekel halinde bulunduran, uluslararası ticareti 3-5 firmadan öteye gitmeyen bir ticaret ortamı içerisinde yapan bu dünyadaki monopollerin, kartellerin açıkçası işine, ekmeğine yağ sürmüş oluruz.” dedi.
Kılıç’ın yaptığı konuşma şöyle: “Dünyada ne yazık ki özellikle ithalatçı olunan ürünlerde, yani dış ticarete konu olan ürünlerde bugüne ait değil, bakın 1940’lı yıllardan başlamak üzere dünyada tekel haline gelmiş 3-5 tane bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar şirket var. “Şirketokrasi” dediğimiz bir ticaret anlayışıyla bunlar, dünya üzerinde hakimiyet kuruyorlar, istedikleri zaman ürün fiyatlarını da kendileri belirleyebilme hürriyetine, gücüne ulaşmış durumdalar. Bunları göz ardı ederek, bunları görmemezlikten gelerek, sadece ülke içini konuşursak tam da dünyada oluşturmak istedikleri bu açlık korkusu, şimdi sayın milletvekillerinin hepsi konuşurken ‘Gıdaya ulaşamayacağız, gıda güvencesi yok, gıda güvenliği yok’ gibi sözler sarf ettiler. Bu gıda tekellerinin de tam da dünyada oluşturmak istediği bu; “Gıdaya ulaşamama korkusu, açlık korkusu, pandemi süreci ve bundan en yüksek seviyede gelir sağlama isteği.” Tabi buna Türkiye içerisinde de bu duyguya katılan, bunun gibi hareket eden ve büyük market zincirleri olan, üretim aşamasına da el atmaya çalışan, tüketim aşamasını tamamen elinde tutan organizasyonlar var. Buna eşlik eden çok az sayıda da kötü niyetli komisyoncular ve tüccarlar, ancak Türkiye‘nin devlet olarak, hükumet olarak yapması gereken şeyler elinde var. Her şeyin iyi gittiği, hakka, hukuka uygun ticaretin yapıldığı ortamlarda devletin çok görünür olması istenmez. Serbest ticaret şartlarında devlet her yerde, her an bir baskı unsuru olarak görünmek istemez, ama böyle ortamlarda özellikle yani; ortadaki bu fahiş fiyat artışlarının haklı üretime dayalı, girdilere dayalı bir sebebi olmadığı zamanlarda da devlet ortaya çıkar, kendi gücünü ve haklarını kullanır, görünür olur, kim için? Hem üreten için, hem tüketen için. Bakın bir taraftan diyorsunuz ki fiyatlar yüksek, girdi maliyetleri yüksek ama üreticiden alınan 1 liralık malın market raflarında 10 liraya sattığını da hem medya hem siz hem biz hem de halk söylüyor. Demek ki girdi maliyetlerinde meydana gelen artışlar şu anda raflardaki bu yüksek fiyatları açıklamaya yetmiyor, bunun altında başka şeylerin olduğunu araştırmamız lazım. Burada fırsattan yararlanıp bu kaos ortamını oluşturup buradan siyasi rant çıkarmaya çalışanların sayısının arttığını kabul etmemiz lazım. Şimdi devlet olarak da bunun gereği yapılıyor, daha fazla sahada olunacak, fiyatların nerelerde bu anormal yükselmelere sebep olduğunu tespit edecek, bunların müeyyidelerini uygulayacak, haklı sebebi olsa geri indiremezsiniz; gidersiniz, esnaf size faturalarını, fişini gösterir, yapacak bir şeyiniz olmaz ama haksız olduğunu siz de biliyorsunuz, bir kısmının en azından biz de biliyoruz.”