"Olmadı Candan Badem"
Fotoğraf sanatçısı ve araştırmacı yazar Yıldırım Öztürkkan, Candan Badem'in “Çarlık Rusyası Yönetiminde Kars Vilayeti” kitabını ağır bir dille eleştirdi.
03 Ağustos 2010 / 10:11
“Sevinçle okumaya başladığım kitabı hüsranla kapattım.” diyen Öztürkkan, “övgü ile söz edilen kitapta hiç yanlış yok mu” dedi ve yanlışları ortaya koydu.
Yıldırım Öztürkkan’ın kaleminden işte o yazı :
20’ye yakın bilim adamı yanlış yazmış ; ama ne hikmetse Candan Badem hep doğru yazmış.
İşte size övgü ile söz edilen şahsın doğru mu yanlış mı cetvelinden birkaçı :
Candan Badem derki “Ruslar Kars’ı işgal ettikleri dönemde camilere yardım yapmış dini vecibelerini yerine getirmek için vatandaşı sıkmamış bütün camiler açık” ama verdiği istatistikler öyle söylemediği gibi mevcut camilerin sistemli bir şekilde kapandığını görmek istemez herhalde. Hafız Kurban Yurtseven hocamızın söyledikleri doğru diye kendisi teyit eder ; ama Hafız Kurban’ın şiirini görmezden gelir. Tamamı 12 kıtadır. Evliya Camiini Tavla ettiklerini niye yazmaz.
Kafir Moskof tavla etmiş burayı
İki buçuk yıldır giymiş karayı
Kesmişler atlara yer yer arayı
Bozulmuş Minber buldum ben bugün.
Bozulmuş bahçesi gübreyle dolmuş
Güzel medresesi virane olmuş.
Kuru taş duvara geldim ben bugün . Dokuz yüz seneden kalma alemler Anların yağması verir elemler Bu zulmü şerh edemez kalemler, Yad ederek bağrım deldim ben bugün. Candan Badem der ki : 1879’da ahaliyi göçe zorlarlar, göçen şahıslara her ne hikmetse mülklerinin parasını öderler . Bu nasıl bir savaştır ki : Gideceksin o bölgeyi savaşla alacaksın içinde yaşayanlara sizin mülkünüzün değeri bu kadar alın paranız diyeceksiniz. Göç edenler yalan söylüyor da yazarımız doğru biliyor. İşte bir örnek : Karahanoğulları Kars’ın en zengin insanlarındandır. Kazımpaşa, Halitpaşa kavşağında süper bir dükkanları var. O zaman tam olarak Rus yıkımı başlamamış (1890’ da başlar ) bu şahısların mülküne hiçbir istimlak bedeli ödenmeden, Kaleiçi’ndeki 3 katlı konağı Rus hükümet konağı yapmışlar mülkleri sökülmüş gözleri yaşlı bir şekilde mecburen Erzurum’a göç etmişler . Kaynak Karahanoğlu tarihçesi Müştak Hatifi Karahanoğlu-Fahrettin Kırzıoğlu “Candan Badem derki Çalıştırdıkları işçilere para veriliyor.” Ruslar, Kars ilindeki Türkleri türlü yollarla yok etmeye ve buralardaki eski Türk yapıları, anıtları birer bahane ile yıkmışlardır. Rus cephe kumandanlığı emriyle Kars ilindeki erkekler, jandarma ve kazak kuvvetleriyle toplattırılarak, Kars tabya ve yeni tahkimat işlerinde, şoselerde, yol boyları ve köprü inşaatlarında zorla çalıştırıyorlardı. Yollarda ırgat olarak çalıştırılan Türklerin ayda bir defa bile evlerine gidip yıkanma ve çamaşırlarını değiştirmelerine bile izin verilmeden zorla çalıştırılmış yol ve barınak çadırlarından ayrılanlar kurşuna dizilirmiş bu yüzden korkunç bir bit salgını yüzünden ilerleyen tifüs binlerce kişinin ölümüne sebep olmuştur. Bu çalışanlar içinde bulunan Kağızmanlı Âşık Sezai yi bu sıradaki Rus imha siyasetiyle zulmünü ve bitlerden çekilen zorluk ile uğranılan felaketi şu gülünç destanla bizlere anlatmaktadır.” [1] Moskofların yollarda zorla çalıştırdığı Türkleri Kıran Bitlerin destanı Kehle ordusunun destanıdır bu Dinle candan vasf-i hali bitlerin Felek kesesinden bir gün aparmış Çekilmiyor derdi deli bitlerin. Kafir Urus, etmiş İslam’ı bende Koymadı er kişi Kars, Kağızman’da Çalıştırır şoşta, yolda her yanda Açıldı hoş-baht-ı bitlerin Çevirdiler ırgatların yanların Karınca tek sardı girbanların İlikten, damardan emdi kanların Uzandı kuyruğu ölü bitlerin. Yaktı bu canım leyl ile nehar Dalımadan aşağı su gibi akar Koltuğumdan girer boynumdan çıkar Her yana plandır yolu bitlerin. Bir yere cem olduk İslam fahlesi Olduk ocak-yakmaz müflis mahallesi Kimi kara kara camış kehlesi Kimi ince, ince beli bitlerin. Kendine bir yonga buldu her uşak Kaşanmadan mecal yok ki konuşak Sirkeler büyüdü oldu yavuşak Günden güne artar dölü bitlerin. Yaktız bu canımı vay garip kuşlar Yataktan yatağa yolları işler Karınca tek gezer, yılan tek dişler Akrepten beterdir mili bitlerin. Kimseler görmedi böyle bir hikmet “Saldat”lar dan beter verirler zahmet Hasmı sabun imiş su ile avrat Onunçün dili uzundur bitlerin. Nerede ataş yansa sürer tütüne Cem olurlar yatakların altına Zalimler kanıktır insan etine Dönüptür kütüğe dalı bitlerin. Gezdikçe ayağı dikene benzer İnsanın ömrünü sökene benzer Yedi yıl ısıtma çekene benzer Her kime dokunsa yeli bitlerin. Urus’un başına belalar yağa Zulmü işledi dağ ile taşa Niçe bin yiğidi saldı toprağa Ünü aştı Rüstem –Zal’ı bitlerin Sararttılar sezayi’nin gül rengin Kaşınmadan yiyebilmez çömleğin Ekleder etini sarar gömleğin Kime yetişirse eli bitlerin… Bu şiir para verilmediğinin belgesidir. Candan Badem derki : Vezin köyü “ Vezir köyü imiş” oysa bu köy 1579 yılında III. Murad tarafından Zeamet olarak Vaizoğlu ailesine devlet tarafından verilmiştir. Candan Badem derki : Duhoborları “Doukhobor” yazıyorlar… Candan Badem Kitabında 15’e yakın Profesör’ü beğenmez (profesörlük markette satıldığı için beğenmeyebilir.) Bizim Türk yazarları beğenmiyor. O zaman ikna edici olsun diye kendisine Doukhobor olan bir yazar ve kitabının adını vereyim. Bu şahıs demek ki Bağlı olduğu milliyeti bile söyleyemiyor . Spirit Wrestlers Doukhobor Pioneers strategies for living Koozma J.Tarasoff Candan Badem derki : Malakanlar Rusyadan başka yere gitmemişler Nasıl oluyor da Amerika kıtasında değişik eyaletlerde bulunmaktadırlar. Üstteki kitap Kars’tan Meksikaya giden Doukhobor vatandaşındır. Candan Badem derki : “Kars’ın ızgara plan’ından başka neyi var “ Ordinaryüs Prof Zeki Velidi Togan 1964 yılında Kars Kalesi’nden şehre doğru baktığında şu ifadeyi kullanır : “Sanat düşmanı Rus idaresi 1890 yılında şehri saran 220 burçluk dış surları sökerek Osmanlının Han, Hamam, dükkan ve Camilerini sökmüşlerdir. Bin yıllık Selçuklu ve Osmanlı kentini 40 yıllık kara günlerde mahvederek şehrin dokusunu bozmuşlardır”. Kars ili ve çevresinde Ermenilerin kültür terörünü görüp de yazmayan Candan Badem, Rohat Alakom’un Kitabında Ermenilerin şehri nasıl ateşe verdiklerini , şekerlerin bile ele geçmesini istemeyen Ermeniler, Caddelere Kar yağmışçasına septiklerini görmezden gelir. Bunun içindir ki Kars’ta Osmanlı ve Selçuklu Eserleri azdır eğer bunlar sistemli bir şekilde yok edilmeseydi Candan şimdi ızgara planının dan övgü ile bahsedemezdi. Kars da 1910 yılındaki Çar tarafından açılışı yapılan13 metre yüksekliğindeki Anıt’ın Kaidesindeki Rus generallerini yazar ; ama üstündeki figürleri niye yazmak istemez.? Onu da ben yazayım kitabına katkı olur. Burada “kırk yıllık kara günler” dediğimiz işgal yıllarında, Rus ve Ermenilerin, şimdi Kars’ta “Fethiye Camii” olarak adlandırılan kilisenin meydanına diktikleri devasa abidenin üzerindeki heykeller, rölyefler ve semboller hatırlanmalıdır. Ünlü Kars Heykeli’nin üzerinde ne güvercin uçuran bir Rus askeri ne de elinde çiçek buketi bulunan Ermeni kızları varmış. Sanat kompleksinin ortasında yer alan kaidenin üzerinde bronz ve granitten iki heykel varmış. Bunlardan biri Kars kalesine Rus bayrağını çeken askerin heykeli imiş. Bu Rus askerinin figürü, ayağının altında Osmanlı sancağı ve elinde Rus bayrağı, Erzurum-İstanbul yönüne ilerleyen şekildeymiş. İkinci heykelin figürü ise Çarlığı temsil eden bir kartalın, gönderini kırarak düşürdüğü Türk bayrağını gagası ve pençeleriyle parçalıyor hâldeymiş. Kilisenin meydanındaki bu kocaman abidenin etrafına ise Osmanlı topları diziliymiş. Abidenin ve kilisenin açılışına gelen Çar II. Nikolay’ın emri ile bu toplar ters olarak sıralanmıştı. Bundan murad, kiliseyi ve abideyi görmeğe gelen kimselerin topların üzerindeki Osmanlı tuğralarını görerek Türklere ait olduğunu anlamalarını temin etmekmiş! Şimdilik bu kadar… Eleştirmek kolay, Bir insan birisini eleştirirken, en az onun seviyesinde olması lazım değil mi ? 20’ye yakın ilim adamını beğenmezseniz sizi hiç kimse beğenmez. Not : Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu 5-6 üniversiteye 1 milyona yakın kitap bağışlamış olup, sizin saçınızın sayısından fazla kitap okumuştur. Kendisi hayatta olmadığı için meydanı boş zannetmeyiniz. Arkasından konuşmak serbest olabilir. Beş sene evvel nerede idiniz. Merak etmeyiniz. Kitabınızın daki eleştirilere fazlasıyla cevap vereceklerdir. Bir döneme ışık tutmuşsunuz güzel, takdir edilmeniz gerekirken yersiz, manasız ve kinaye eleştiri ve tenkitleriniz etik değil. Bu da kitabınızı anlamsız ve manasız kılmaktadır. Bıraksaydınız da sizin kitabınıza göre, başkalarını başkaları eleştirseydi, okuyucuları da cahil zannetmeseydiniz. Sevinçle okumaya başladığım kitabınızı hüsranla kapattım. Olmadı be Candan.