Gazetekars

Varlığım Türk Varlığına Her Zaman Armağan Olsun

Oktay AKTAŞ'ın kaleminden...

25 Ekim 2018 Perşembe 15:19

Varlığım Türk Varlığına Her Zaman Armağan Olsun

Deme bana Kayı, Oğuz, İlhanlı. Türk’üm.  Bu ad her ünvandan üstündür.

Yoktur Kırgız, Özbek, Kazak;    Türk  Milleti bölünmez bir bütündür.

Ziya Gökap

Andımızla ilgili Danıştay’ın kararını yürekten kutluyorum. Çocuklarımızın milli şuurla, Türk kimliği bilinciyle yetişmesi geleceğimizin güvencesidir. Kimliksiz, şuursuz  topluluklar millet olamaz.

Danıştay 8. Dairesi;  “Türk” kelmesinin bir ırkın değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları  içinde yaşayan dili, ırkı, rengi, cinsiyeti, siyasi düşüncesi, felsefi  inancı, dini, mezhebi  ne  olursa olsun tüm  vatandaşlerin bir araya  gelerek  oluşturdukları, herkesi  kapsayan ve  kucaklayan  milltetin  ortak adı olduğunu  belirtti. Mahkemenin  verdiği  bu kararın neresinde ırkcılık vardır?

Türkiye,  güçlü milli kimliği ve kültürü ile bugün çok ciddi kimlik bunalımı yaşayan bir ülke halindedir. Türk milleti, tarih boyunca devlet geleneğine bağlı olarak yaşamıştır. Bunun en güzel örneği, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda gösterilen Kuva-i Milliye ruhudur.

Türkiye bugün içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık, izlenen basiretsizlik, diş poltika, devlet kademelerinde ehil olmayanlara görev verilmesi, işsizlik, enfelesyon, sen ben kavgasi, rüşvet, ahlaki çöküntü ve milletin dertlerine tercüman olmayan hırçın ve kavgacı İktidar ; ülke ve  millet için aklını kemiren gerçeklerle zor bir yaşam mücadelesi  vermektedir.

Ama bizler ülke olarak bunları tartışamıyoruz. Çünkü gündemi karartma var. Türkiye 16 yıldır gerçek gündemini  konuşamıyor. Bugün ülkemizin suni gündemi iş bankası, papaz branson, cemal Kaşıkçı,  idlip, Suriye ve son olarak Andımızı tartışıyoruz.  Hükümet 2013 yılında ilkokullarda okunan Andımızı yasaklayarak okunmasını kaldırdılar. Danıştay’a  Türk Eğitim-sen’in açtığı davayı Türk Eğitimsen’in lehine karar vererek  okullarımızda tekrar okutulmasına karar verdi. Hükümet ve idare ise bir Hukuk devletinin uyması gereken bir üst mahkemenin verdiği  kararı derhal uygulamayıp karşı çıkmakla meşgul olmuştur.. Oysa Danıştay’ın verdiği karara AKP’nin üst düzey yöneticileri olan başta Bekir Bozdağ ve Numan Kurtulmuş olmak üzere çok sert açıklamalar yaptılar. Hukukun verdiği kararı “hukuksuzdur”  diye nitelendiriyorlar. Yani işlerine  geldi mi hukuk;  işlerine  gelmedi mi hukuk bir anda guguk oluyor.

Danıştay’ın altığı bu karara  karşı çıkan AKP’li yöneticilerden Sayın Bekir Bozdağ’a soruyorum:

Bu karardan neden rahatsız oldunuz. 

Sayın Bekir Bozdağa bir önerim de var. Milletvekili olduğu Yozgat’ta Andımızla ilgili bir referendum  yaptırsın. Sonuçları tüm kamuoyuna açıklasın.

Yozgat’ta bir zamanlar Yozgatlılar Kars’tan gelen  otobüslerin  önlerini  keserek  yolculara Türkmüsünüz diye sormuşlardı. Evet  biz Karslılar her zaman Türk oğlu Türküz. 

Andımızı hatırlayalım:   Türk’üm, doğruyum, çalışkanım.  

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne Mutlu Türk’üm diyene.

Türkiye demek  Türkün  yurdu demektir.  Türk yurdunda  yaşayanların  adı da Türk olur. Türk Milleti olur. Üstelik bu vatan toprakları 7 düvel düşmandan kurtaran  ve yeniden küllerinden  doğan bu devlet bizim yurdumuzdur.  Andımızın okunması  bir ırkcı söylem değildir. “Türk” etnik  bir kimliğin, etnik bir aidiyetin adı değildir. Dünyaya  Türkçe bakmanın, millete mensubiyet olmanın adıdır.

AKP’ler büyük çoğunluğunun siyasete bakışını siyasal islamcılık olarak biliyoruz. Siyasal islamcılar milli kimlikten her zaman rahatsız olmuşlardır.  Türkiye’yi  Arap ülkeleri  gibi kabile devleti  yapmanın düşüncesi  içerisindedirler.  Daha önce de AKPlilerin  milli kimlikle ve Türkiye Cumhuriyeti  Devleti ile ilgili bir takım açıklamaları olmuştu. İşte bazı AKP’lilerin bu açıklamaları:

“Dağa taşa Ne Mutlu Türk’üm yazmak  İlkelliktir.”

“Türkiye Cumhuriyeti  bir reklam arasıdır.” 

“Türkiye Cumhuriyeti bizim ayaklarımıza vurulan bir prangadır.” Gibi.

Türkiye Cumhuriyeti  Anayasasındaki Türk ismini silmek için her türlü yolu deniyorlar. Bir ara “AKP sayesinde Türk olmaktan kurtulduk.” gibi açıklama yapanlarda olmuştu AKP’li yöneticilerden. Bu da Türk mensubiyet şuurundan ne kadar rahatsız olduklarının en büyük göstergesidir.

Andımızdan rahatsız olanlar; siyasal islamcılar, bölücüler, batılı emperyalist devletlerdir.

Tarihte meşruiyetlerini  dinden alan;  dini kendilerine kalkan olarak kullananlar,  dini kendi  çıkar ve politikalarına hep alet etmişlerdir.  Bu gün Türkiye de İslam dini, cemaatlerin  ve tarikatların belli bir güç elde etmek  için kullandıkları bir araç olmuştur onlar için.  Dini ön plana çıkartanlar, din dokunulmazlığına  sığınarak kendi  diktatörlük ve korku imparatorluklarını  kurmak istemektedirler.

Büyük bir Türk  kültürün ve medeniyetin kuruluşunu gerçekleştiren  Selçuklu ve  Osmanlı  Cihan Devletleri gibi, Türkiye Cumhuriyetini’de Türk Milleti kurmuştur.  Kurulan bu üç  devletin  sahibi Türk Milletidir. Bu topraklarda binlerce yıldır kökeni  ne olursa olsun birlikte yaşayan herkes  Türk  Milletine bağlı, Türk Milleti’nin asli  unsurlardır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun iki temel  kuralı vardır. Türk Milleti ve Türk ülkesi. Milli kimlik bilinci,  geçmişte  varolabilme mücadelesinde üstün kılan tek güç olmuştur. Bu bilinç tarihin her döneminde yıkımın ve sömürgeciliğin  önünde en büyük engel oluşturmuştur. Türk tarihi,  milli kimlik bilincini daima canlı tutacaktır. İşte  Kuva-i Milliye ruhu bu asil Türk Milli Kimlik anlayışıdır. Kuva-i Milliye ruhunu her zaman yaşatacağız.

Ne Mutlu Türk’üm  Diyene.

Oktay AKTAŞ

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER