Kars’ın Selim İlçesinde vatandaşlarla bir araya gelen Milletvekili Kılıç, kefillikten ağzı yananların serzenişlerini dinledi ve “Banka bir ticaret hanedir. Nasıl ki birisi ayakkabı satıyorsa bunlarda para alırlar, para satarlar. Kefillik önemli bir müessesedir. Bankaların şöyle bir kanuni hakları var; kime kolay ulaşıyorsa ondan tahsil eder. Kefil olan ‘borç sahibi ortada iken bana niye geliyor?’ diyor. Banka diyor ki ‘x birinin maaşı var ve kolay ulaşıyorum. Şimdi avukat kaldıracağım, icraya çıkacağım, bulacağım, bulamayacağım, dolayısıyla yakalamışken alayım’ düşünüyor. Bankaların bakış açısı budur. Bununla alakalı bize hergün çokça şikayet geliyor. Bizde aslında durumu biliyor olmamıza rağmen sırf size katkı sunabilir miyiz diye her seferinde banka müdürleriyle cebelleşiyoruz, tabiri caizse. Ama şunu gördük; banka müdürlerine banka genel müdürleri diyor ki, ‘arkadaş benim paramı sağlam vereceksin, sağlam alacaksın ve benim param ortada gitmeyecek’” dedi. 

“ÇİFTÇİLERİMİZ ESKİ ALIŞKANLIKLARINI DEĞİŞTİRECEK”

Kendisinin şu anada kadar hiç kimseye kefil olmadığını da belirten Kılıç, şu nasihatlerde bulundu:

“Bakın ben doğru ve net konuşuyorum. Eski alışkanlıklarını değiştirecek, hesabını ödeyeceği şekilde yapacak, benim param geri gelecek ve bende başka çiftçilere kredi vermeye devam edebileyim. Bunun sonucunda ne olmuş? Şu anda zirai kredilerin geri dönüş oranları yüzde 99.5. eskiden bu oran yüzde 39-61 oranında değişiyormuş. Ani insanımız tabiri caizse aldığı paranın yüzde 50’sini yiyormuş. Hiçbir şekilde ödemiyormuş. Peki böyle olunca bu sistemin yürümesi mümkün müdür? O yüzden bu güzel dönüşler başladığı için şu anda eskiden Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri Türkiye’de çiftçiye toplam kullandırdıklarız kredi 0.8 milyar TL. Şu anda ise 30 milyar TL kullandırıyor. Niye? Gerçekten bir ticari uğraş içine girmek istiyorsa tarıma dayalı, istediği parayı alsın, kullansın ve yapsın. Ama geri vereceğini de bilsin. Şimdi o yüzden şu andaki sistem aslında hepimizin işine gelen bir sistemdir fakat bu arada kişisel sıkıntılar çekenler olabilir. Bu da şu olacak arkadaş, Örneğin ben hiç kimseye kefil olmuyorum. Böyle bir alışkanlığım var. Yine de kefil olmayın demiyorum. Ama hesabınızı da iyi yapın. ‘Gün gelirde bunu ben öder miyim, canım yanar mı? başkasının yerine ödemeyeyim’ diye düşünmelisiniz. Kötü niyetli değilse kefil olacağız olun ama kötü niyetli ise olmayın. Kefillik konusunda tabirici caizse biraz iyi niyetli olmamak lazım ve saf olmamak lazım. Utanma pazarına bankaya gidip altına imza atmamak lazım. Bu aynı zamanda benim naçizane bir tavsiyemdir.”